Fast Money. Ürün Özellikleri Bilgi paylaşımı ve bilgiye erişiminin baş döndürücü hız kazandığı, dijital çağ olarak benimsenen çağımız, işletmelerin geleneksel yöntemlerden ziyade teknolojik tabanlı uygulamaları kullanmalarını zorunluluk hâline getirmiştir. Uluslararası arenada rekabet eden, faaliyetlerini küresel ölçekte yaşanan değişimlere ve teknolojik gelişmelere uyumlaştırabilen firmaların başarılarını gündeme taşınmıştır. Çevreye duyarlı, sosyal sorumluluk sahibi, yenilikleri takip edebilen, uygulayabilen, yönetebilen ve kendi bünyesine uygun hale getiren işletmeler rekabet güçlerini artırmakta ve piyasada belirleyici konuma gelebilmektedir. Kitabımızda, okurlara faydalı olabileceğine inandığımız son yıllarda işletmelerin gündemini oluşturan, insan kaynakları, pazarlama, lojistik, yönetim, muhasebe, finansman ve uzaktan eğitime ilişkin dijitalleşme ve uluslararasılaşma kavramlarıyla bağlantılı özel konulara değinilmiştir. Egitimtek ekibini benzerlerinden ayıran ne diye soracak olursanız Bu ekibin bir ruhu var. Üretmek, ekip çalışması, paylaşmak üzerine inşaa edilmiş bir yapısı; dinamik, öğrenmekten heyecan duyan, değişimi ilke edinen üyeleri var. Nasıl biraraya geldiniz diye soruluyor bize sık sık. Bir amaç uğruna tabii ki. Daha iyisinin yapılabileceğini görmek ve göstermek istiyoruz. Sadece tüm Türkiye’ye değil tüm dünyaya. Bu yazım ve beraberinde yeni yıl için iyi dileklerim tüm sevgili egitimtek üyelerine ve her geçen gün genişleyen, öğrenmeyi, paylaşmayı ve üretmeyi kutsayan bu güzel topluluğa hediye olsun. İşte ekibimin sevgili üyelerinden bazılarına hediye ettiğim kitaplardan seçtiklerimi bu yazımda sizlerle de paylaşmak istedim. Outlier Çizginin Dışındakiler Malcolm Gladwell bu kitabında başarının öyküsünün sandığımızın aksine sadece zeki ve hırslı olmak ile ilgili olmadığını, çevresel faktörler ve hatta ailesel ve kültürel yapı ile bağlantılı olduğunu örneklerle ortaya koyuyor. Gladwell “outlier”’ı sıradan olmayan bir kişi olarak tanımlıyor. Bu kişi bizim klasik “başarı” çizgimizi takip etmiyor. “Outlier”, bir konuda uzmanlaşmaktan, iş birliği kurmaktan, zamandan, bulunduğu yerden ve kültürden faydalanan ve bunu başarıya dönüştüren kişi. Başarı aslında zamanında bir işi yapmak ve fırsatları değerlendirmek ile bağlantılı. Dünya Okulu Salman Khan tarafından yazılan bu kitabın çevirisi yeni yeni kitapçılarda yerini alıyor. Khan Academy Türkçe ekibinin de yoğun çalışmaları ve eğitimimize katkıları gerçekten yadsınamaz. Bir kez daha tebrik ederim bu güzel ekibi. Özellikle öğretmenlerle sürdürdükleri işbirliği içindeki çalışmaları çok etkileyici. Kitaba gelirsek, eğitimde fırsat eşitsizliğinden yola çıkarak dahice bir yaklaşımla ücretsiz, her zaman ve yerde eğitim sloganıyla ortaya çıkan Khan Academy’nin kurucusu Salman Khan, eğitimin geleceği ile ilgili görüşlerine bu kitapta yer veriyor. Fuji Dağını Nasıl Taşırsınız? “Neden kanalizasyon kapakları kare değil de daire biçimindedir?” “Dünyada kaç tane piyano akortçusu vardır?” soruları iş mülakatlarında size sorulsaydı nasıl cevaplar verirdiniz? Bu kitapta bu soruların cevaplarını bulabileceğiniz gibi, neden size sorulduğunu da öğreneceksiniz. Hangi becerilere sahipsiniz? Bu becerilere sahip olduğunuzu nasıl gösterebilirsiniz? Ya da nasıl bir ekip üyesi ekibinizde yer almalı? Onun aradığınız kişi olduğunu nasıl anlayacaksınız? Başlığı kadar içeriği de ilgi çekici ve bir o kadar da akıcı anlatımı olan William Poundstone’un bu kitabını özellikle yeni işe girecek gençlerimize, ya da ekibine bir üye almak isteyen yöneticilerimize öneriyorum. Yeni Dijital Çağ Google’in yöneticileri tarafından yazılan bu kitap da yeniler arasında. Bizi bekleyen yeni çağı çarpıcı bir şekilde gözler önüne seren Cohen ve Schmidt Google’in küçük bir “startup”dan dünyaca ünlü dev bir şirkete nasıl dönüştüğünü de özetliyor. 10 yıl içinde 5 milyardan fazla insan internete bağlı olacak. Bu bildiğimiz bütün formülleri geçersiz kalıyor, yenilerini üretmemizi gerektiriyor. Bireyselleşme, kimlik, mahremiyet, medeniyet, gerçeklik kavramları tartışılıyor. Sorgulatan ve düşüncelerinizi dönüştüren bir kitap ile başbaşasınız. Drive İlk çıktığı günden bu yana ilgi gören Daniel Pink’in bu kitabı okunası. Eğer okumadıysanız bana göre geç bile kaldınız. Pink uzun yıllar süren araştırmaları sonucu insan motivasyonunun haritasını çıkarmış. Motivasyonu sağlayanın hepimizin ilk aklına gelen “ödül” olduğunu düşünüyorsunuz, değil mi? Pink bunun bir yanılgı olduğunu söylüyor. İnsanı motive eden üç etkenden bahsediyor Otonomi, kendi hayatını yönlendirme isteği; Ustalık, daha iyisi olma ya da önemli bir şeyde iyi olma isteği; Amaç, kendimizden daha büyük birşeye hizmet etme arzusu Öğrenmek, üretmek, farklı yapmak ve paylaşmakla keyif alacağınız yepyeni mutlu, sağlıklı ve barış dolu bir yıl dilerim. Öne çıkan görsel kaynağı Eğitimde yenilikçi yaklaşımlar ve uygulamalar, öğretmenler için mesleki gelişim programları, öğretim programı geliştirme ve teknoloji entegrasyonu konularında 16 yıldan fazla süredir Robert Kolej, Enka Okulları, ODTÜ Geliştirme Vakfı Okullarında pek çok farklı pozisyonda çalışma fırsatı yakaladı. Şu an İELEV Özel 125. Yıl İlkokul ve Ortaokulunda okul müdürü olarak görev yapmaktadır. ODTÜ Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamladı. Doktorasını Bahçeşehir Üniversitesinde Eğitim Teknolojileri bölümünde yapmaktadır. Uzmanlık alanları arasında müfredata yenilikçi yöntemlerin, yaklaşımların ve teknolojilerinin entegrasyonu; öğretmenler ve öğrenciler için profesyonel gelişim ve liderlik programları bulunmaktadır. Öğretmenlerin 21. yüzyılda başarılı ve mutlu bir nesil yetiştirmeleri için dönüşümü nasıl başlatabileceklerini anlatan ve en son 5. baskısını yapan “Öğretmen kitabını yazdı. KAGIDER Kadın Girişimciler Derneği ve Microsoft tarafından Mayıs 2016’da Türkiye’de yılın en başarılı kadın eğitimcilerinden biri seçildi. K12 düzeyinde Türkiye’nin tek “Adobe Eğitim Lideri”dir. 2013 yılında Google Apps for Education Certified Trainer, 2015 yılında Microsoft Innovator Expert, 2015 yılında Common Sense Certified Educator unvanlarını aldı. 40’tan fazla okulda 11 laptop programının uygulanması ve öğretmen profesyonel gelişim programının hayata geçirilmesi konusunda danışmanlık yaptı. Son iki yılda 100’den fazla, farklı öğretmen grubuna yenilikçi yöntem, yaklaşım ve teknolojilerin müfredata entegrasyonu konusunda eğitimler verdi. This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed. Endüstri ile başlayan ve günbegün yaşamımızın her alanında kendini gösteren dijitalleşme öncelikle düşünme biçimlerimizi şekillendirmiştir. Düşünme süreçlerinde başlayan değişimin öğretme ve öğrenme süreçlerinde de etkisini göstermesi ile birlikte eğitim öğretim alanında yer alan, ilgi duyan ya da bir biçimde bu alanla etkileşimi olan herkes için öğrenme ve öğretme süreçlerinin yeniden tanımlanması zorunlu hâle gelmiştir. Kendiliğinden başlayan bu dijitalleşme süreci, 2019 yılı sonunda hayatımıza giren pandemiyle birlikte daha da görünür hâle gelmiş ve dijitalleşmenin gerekliliğine dair tartışmaların yerini “Nasıl daha iyi olabilir?” sorusu almıştır. Dijital Çağda Öğretme ve Öğrenme kitabı dijital düşünme, dijital dünyada öğrenme kavramı, öğretmen ve öğrenci yeterlilikleri üzerinde durarak kafalardaki sorulara yanıt vermeyi amaçlamakla birlikte kimi dijital uygulamalardan örneklere yer vererek somutlaştırmayı hedeflemektedir Basım Tarihi2021 Ağustos Yeni Dijital Çağ isimli kitap Google CEO’su Eric Schmidt Executive Chairman desek daha doğru ama CEO demek daha kolay! ve Google Ideas bölümünün direktörü Jared Cohen tarafından yazılmış. Cohen aynı zamanda Hillary Clinton’a danışmanlık yapmış dış politika ve ulusal güvenlik uzmanı. Bu iki teknoloji liderinin ortaya çıkardığı kitap ansiklopedik bir havaya sahip. Kitabın sonunda detaylı notlar ve endeks var. Kitap an itibariyle sahip olduğumuz teknolojiye ait bilgi ve gelecek için yapılan tahminlerle yüklü. Dediğim gibi kitap minik bir ansiklopediyi andırıyor. Ansiklopedinin ne olduğunu bilmeyen okuyucularım olabilir. Blogumu okuyanların ezici çoğunluğunun 18-24 yaş aralığında olduğunu göz önünde bulundurarak ansiklopedi tanımı yaparak başlamak istiyorum Ansiklopediler birçok konuda derinlemesine bilgi veren kitap ya da kitap serileridir. Genellikle alışılmış kitap boyutlarından daha büyük ve kalın olurlar, alfabetik düzenlemeye ve endekse sahiptirler. Online ansiklopediye misal vikipedia, viki, wikipedia, vs. Belki Yeni Dijital Çağ tam manasıyla ansiklopedi özelliği taşımıyor ama yine de öyle bir havası var. Belki de bu kitaba yeni dijital çağın incili desem daha doğru! Amacı yakın gelecekte bizi bekleyen riskleri şimdiden gözler önüne sermek.. Kitabı okuduğum sürece kendime not düşerken bu notları sizlerle bir seri halinde paylaşmak istiyorum. Kitap kimlerin eline hangi hızla geçecek, Türkçe çevirisi var mı bilmiyorum ama sanırım küçük bilgi kırıntıları bazılarınızın işine yarayabilir. Internet, insanlar tarafından oluşturulmuş ama kendilerince bile tam olarak anlşılamamış bir teknolojidir. Internet elektronik bilgi göndermek üzere oluşturulmasına rağmen, bugün aynı anda dünyanın her yerinden ulaşılabilen bir iletişim ve bağlantı aracı haline gelmiştir. Bildiğiniz gibi yeni ve çekici olan şeylere alışarak eskiyi kolayca unutmak, özellikle günümüzde, çok kolay. Bu gerçekten yola çıkılarak oluşturulan ileri teknoloji edevatlarının yaşantımızı iyi mi kötü mü yapacağı bilinmiyor ama tamamen farklılaştıracağına kesin gözüyle bakılıyor. Bilgisayar teknolojisi öyle hızlı ilerliyor ki her 18 ayda yeni birşey ile tanışıyoruz. Internet teknolojisi de sürekli yenilenen ve hızına yetişmekte güçlük çektiğimiz bir gelişim. Günümüzün en hızlı bağlantısını sağlayan fiber optik kabloları buna bir örnek; fiber optikle aktarılan verilerin hızı ortalama olarak her 9 ayda iki katına çıkarılıyor. Teknoloji ve Internet gelişim hızı bu şekilde devam ederse 2025 yılında kullanılan bilgisayarların 2013’de kullanılanlara göre 64 kat daha süratli olacağı tahmin ediliyor. Katlanarak artan bu büyüme sayesinde grafik ve virtüel gerçeklik öyle kısa sürede yaşantımızı değiştirecek ki, online yaşam gerçek yaşamla içiçe geçecek. Eğer Wall-e filmini seyretmişseniz ne demek istediğimi anlarsınız. Seyretmediyseniz şöyle söyleyebiliriz Online grafik çalışmaları bizleri plajda Elvis Presley konseri seyrediyormuş hissini verdirecek ve bu ortamın gerçek mi sanal mı olduğu ayırdına varmak mümkün olmayacak. Kurgubilim olgusunun bilim haline geldiğini biliyoruz. Ya da bilim, kurgubilimi yönlendirmekte. Hangi açıdan bakarsanız bakın, ilerleyen teknoloji yakın gelecekte şoförsüz arabaları, beyin gücüyle çalışan robotları, yapay zeka ve zenginleştirilmiş gerçekçiliği elektronik aygıtlar aracılığıyla biz fanilere sunmaya hazırlanıyor. Tüm dünyada online bağlantının süratle yaygınlaşacağı, okuma yazma bilmeyenlerin bile ileri teknolojiyi kolaylıkla kullanabileceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla insanların elindeki güçlü teknoloji sayesinde dünyada dengeler değişecek. Kitabın amacı bu dengelerin halkların lehine mi yoksa yönetimlerin lehine mi olacağını tartışmak. Gelecekte halklar, hükümetler ve işletmeler farklı sorumluluklar yüklenecek. Halktan insanlar online ayak izlerine daha fazla dikkat etmek zorunda kalacaklar çünkü asıl kimlikleri Internet’te bıraktıkları izler olacak. Fiziksel kimlikleri daha az önem taşıyacak. Hükümetler de dış politikalarını sanal ve reel olmak üzere iki bölümde değerlendirerek yeniden gözden geçirecekler. Yeni kanunlar ve hükümler oluşturmak kaçınılmaz olacak. Temel olarak kitap şu sorulara cevap arıyor Gelecekte vatandaşlar mı yoksa devletler mi daha güçlü olacak? Teknoloji, terörizmi kolaylaştıracak mı? Mahremiyet ve kişisel güvenlik tehlikeye düşecek mi? Savaşlar, siyaset ve devrim olgularına ne şekile bakacağız? İleri teknolojiyle düzenlenmeye çalışılan toplumlar fonksiyonel olabilecek mi? Yaygın teknoloji ve dünya yüzünde daha fazla online bağlantı politika, ekonomi, medya, iş dünyası ve sosyal normları nasıl değiştirecek? Bütün bu değişiklikler sıkı kontrolleri kaçınılmaz kılacak.. Peki halklar kolay kolay boyun eğecek mi? Ya sansürler? Tüm bu değişiklikler diktatörlüklerin işine mi yarayacak, demokrasiyi mi palazlandıracak? Kitapta söylendigi gibi Inernet bir anarşi ortamı mı? Neden? Neden olmasın? Fiziksel kimlik mi önemli, dijital kimlik mi? Online itibar nedir? İnternet’te daha önce yayınladığımız bilgiler, yazılar, paylaştığımız görseller gelecekte onlayn itibara zarar verir mi? Bundan sonra herşey sosyal medyada mı olup bitecek? Kişiler sosyal medyada konuşarak örğütlenebilirler mi? Haberleşmek için en iyi ortam online platform olabilir ama orada her zaman doğru haber bulunabilir mi? Peki bu terimler size ne diyor? Sanal Töre Cinayetleri Balkanizasyon Internet mültecileri Sanal egemenlik ve devlet Sanal çokyanlılık multilateralism Yeni veri sürekliliği ilkeleri Siber terörizm ve savaşlar Online eşkiyalık Dijital sınıf sistemi Kitapta yaygın düşünce şu Toplumların online bağlantıları, kendilerini daha eşit ve önemli görmelerine neden olacak. Online eşitlik gerçek hayatta eşitlik anlamına gelmese bile e-öğrenme ve online ekonomik fırsatlar nedeniyle refah düzeyi yükselecek. Buna bir örnek olarak şu verilmiş Balıkçı bir toplum düşünelim. Eskiden kilolarca balık tutarak müşterinin gelmesini beklerlerdi. Ne kadar müşteri bekleyeceklerini bilmediklerinden yetersiz talep karşısında balıkları kokuşur ve atmak zorunda kalırlardı. Beklenenden fazla müşteri ise yetersiz balık anlamına gelirdi. Yani arz ve talebi dengelemeyi beceremedikleri için kayıp söz konusu olurdu. Oysa artan online bağlantıları sayesinde kimin ne zaman ne kadar balık isteyeceğini bilecekler ve ona göre avlanacaklar. Ekstra balığı dondurmak için enerji harcamayacaklar, depolama masrafları ve balıkları bozma riskinden kurtulacaklar. Yeni dijital çağda dijital verinin de yaygın olarak kullanılacağı tahminlerine yer verilen kitap, yukarıda dediğim gibi oldukça yoğun. Ben henüz başındayım. Okuduğum bölümlerin özetini paylaşmaya devam edeceğim. Sizlere düşünce gıdası olsun! Bu yazı ilginizi çektiyse şunu okuyunuz Gelecekte 3D görseller oturma odamızın dekorasyonu mu olacak? Internette itibar Tom GOODWIN Değerli Dostlarım; Mesele empati, teknoloji değil diyor yazar. İnsanlığın kendi geleceğini dizayn ettiği bir dönemi yaşıyoruz ve pek çoğumuz hala çok kısa vadeli güncel sorunlar arasında bunalmış olarak, belki de gelecek bizi ilgilendirmediği için değil, gelecek bizi ürküttüğü için, bu gelişmeler bizi aştığı için onları yok farz etmeyi tercih ediyoruz. Türkiyemiz için şu sıralar en geçerli mısra “Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına…” Okuyun lütfen. Okuyun, Okuyun, Okuyun. En İçten Sevgi ve Saygılarımla Uğur Yüce Categories Bu Özeti Paylaş

yeni dijital çağ kitap özeti