Gebelikte pantpas kullanımı. Merhaba Övgü Hanım, 27 yaşındayım ve dün yaptırdığım kan testine göre 4 haftalık hamileyim, Hcg değerim 173,2 çıktı , ilk gebeliğim bu. Bağ dokusu rahatsızlığım sebebi ile romatoloji doktorum tarafından plequenil adlı biri ilaç verildi ve iki seneye yakın süredir kullanmaktayım . Gebelikteçekince olmadan kullanılabilir. Öksürüğün baskılanması için guaifenesin (kategori C) veya dextromethorphan (kategori C) içeren ilaçlar kullanılabilir. Formülünde alkol içeren ilaçlar kullanılmamalıdır. Fetüsün tiroit bezi açısından risk oluşturduğu için iyot içeren öksürük ilaçları kullanılmamalıdır. GEBELİKTE AŞI VE İLAÇ KULLANIMI. Gebelikte aşı ve ilaç kullanımına ilişkin önemli uyarılarda bulunan Çelik, "Gebelikte ilaç kullanımı doktor kontrolünde olmak zorunda. Biz hekimler, özellikle ilk 3 ay bebeğin bütün organlarının oluşma safhası olduğu için ilaç kullanımından hoşlanmayız. İlkaşılamada 1-2 ay ara ile 3 kez uygulama gerekmektedir. Aşılı bireylerin,11-12 yaşından sonra tetanoz-difteri toksoidini 10 yıl ara ile tekrarlamaları önerilir. Bu uygulama gebelikte de güvenle yapılabilir. Gebelikte antibiyotik kullanımı da anne adaylarının dikkat etmeleri gereken konulardan birisidir. Bu nedenle uzman doktorlar, anne adaylarının gebelik döneminde alacakları ilaçlara çok dikkat etmeleri gerektiğini vurgularlar. Fast Money. Hamilelik, 38-40 hafta süren bir yolculuk… Bebek doğmaya hazır hale gelene kadar hem annede, hem de bebeğin kendisinde pek çok değişim meydana gelir. Bu değişimleri sınıflandırabilmek için gebelik 3 dönemde incelenir ve bu dönemlerin her birine "trimestr" adı verilir. "Birinci Trimestr" ilk 12 haftayı içerir. "Ikinci Trimestr" 13-27. haftayı içerir. "Üçüncü Trimestr" 28-40. haftayı içerir. İLK ÜÇ AYLIK DÖNEM 1. Trimestr, Ilk 12 hafta Gebelik sırasında yapılan muayenelerin en kapsamlısı ilk muayenedir. İlk muayeneye giderken evde bütün inceleme ve belgeler gözden geçirilmelidir; Tıbbi özgeçmiş kronik bir hastalık varlığı, geçirilmiş önemli bir hastalık veya ameliyat, kullanılan ilaçlar, ilaç alerjileri dahil alerjiler, ailenin sağlık durumu genetik veya kronik hastalıklar, yaş, sigara ve alkol gibi alışkanlıklar, kadın-doğum hastalıklarıyla ilgili deneyimler adet düzeni, doğumlar, düşükler, kürtajlar, doğum ve düşüklerin nasıl seyrettiği gibi. Bedensel belirtiler • Adet kanamasının kesilmesi • Yorgunluk ve uykusuzluk • Sık idrara çıkma • Kusma ile birlikte veya kusma olmaksızın bulantı olması, tükrük salgısında artış • Midede yanma, şişkinlik veya hazımsızlık • Kabızlık • Yiyeceklere karşı aşırı istek veya isteksizlik • Memelerde dolgunluk, şişkinlik, duyarlılık, gerginlik, meme ucunda koyu renkli bölgenin daha da koyulaşması, memeye gelen kan akımının artmasına bağlı damarların görünür hale gelmesi • Adet öncesi dönemdekine benzer duygusal değişiklik hali çabuk sinirlenme, duygulardaki hızlı değişmeler, ağlamaklı olma veya ağlama Yorgunluk Bir gebenin kendini yorgun hissetmesi doğal bir durumdur. Bunun önemli bir nedeni bedenin, bebeğin yaşam destek sistemi olan ve oluşumu gebeliğin üçüncü ayında tamamlanacak olan plasentayı oluşturuyor olmasıdır. Gebelik sürecine tam uyum sağlanana ve plasenta oluşana kadar geçen süre içinde daha fazla enerjiye ihtiyaç vardır. Bu sebeple gebe bir kadın gün içinde çok fazla ayakta kalmamalı, akşamlarını kendini yormayacak uğraşlarla geçirmelidir. Dördüncü aydan sonra yorgunluk azalacak, son aylarda tekrar artacaktır. Demir, protein ve kalori eksikliği gebeliğin ilk aylarındaki yorgunluk hissini artırabilir. Günlük alınması gereken besinlerin tam olarak alındığından emin olunmalıdır. Yorgunluğu azaltmak için kafein, şekerleme gibi besinler tüketilmemelidir. Bu tarz gıdalar geçici olarak iyilik hali yaratsa da bir süre sonra kan şekeri aniden düşecek ve öncekinden daha yorgun hissedecektir. İşyerindeki ya da evdeki yetersiz ışıklandırma, havasız ortam veya aşırı gürültü yorgunluğa yol açabilir. Yorgunluk bazen hareket eksikliğine de bağlı olabilir. Kısa yürüyüşler, hafif egzersizler yapılmalıdır. Yorgunluk çok şiddetliyse, özellikle baygınlık, solgunluk, nefes darlığı ve çarpıntı ile birlikte oluyorsa mutlaka doktora danışılmalıdır. Depresyon Gebelerin çoğunda salgılanan hormonlara bağlı ruhsal dalgalanmalar olabilir. Bu ruhsal oynamaların belirgin bir tedavisi yoksa da; şeker, çikolata ve kafeinden uzak durmak, egzersiz yapmak, duyguları konuşarak veya ifade ederek çevreyle paylaşmak yararlı olabilir. Bulantı ve kusma Bulantı ve kusma gebelikte olağan sayılan bir durumdur ama mutlaka yaşanacak demek değildir ve nadiren bebeğe zarar verecek düzeyde beslenme yetersizliğine yol açar. Gebeliğe bağlı bulantı kusmaların çoğunluğu üçüncü aydan sonra kaybolur ama bazı gebelerde özellikle çoğul gebeliklerde gebelik boyunca devam eder. Bulantı kusmaların en iyi yanı hormonların görevlerini yaptığının bir göstergesi olmasıdır. Gebeliğin ilk 3 ayında gebelik hormonu olan B-hcg’nin yüksek olması, rahim kaslarının gerilmesi, sindirim sistemindeki kas dokusunun gevşemesi ve midede aşırı asit salımı bulantı kusma nedeni olarak görülmektedir. Azalmak için; Protein açısından zengin beslenilmeli. Kusma yoluyla aşırı sıvı kaybediliyorsa bol sıvı alınmalı. Sürekli sıvı almanın mide bulantısını artıracağı düşünülüyorsa turuçgiller, lahana, kavun gibi bol sulu katı gıdalar tercih edilebilir. Mide bulantısını artıracak görüntü, koku ve tatlardan uzak durulmalı. Sabah bulantılarını artırdığı bilinen sigara dumanından uzak durulmalı. Acıkmayı beklemeden sık sık yenmeli. Bir gün içinde 3 ana öğün yerine daha hafif 6 öğün tercih edilmeli. Bulantı nöbetlerinden önce yemek yemeğe çalışılmalı. Bu olası bir bulantıyı önleyebilir ya da şiddetini azaltabilir. Sabah yataktan kalkmadan 20 dk önce galeta, kraker veya kuru üzüm yenebilir. Yatağın baş ucunda bu tür gıdalardan bulundurulmalı. Uyku ve dinlenmeye daha fazla zaman ayrılmalı. Sabah yavaş hareket edilmeli. Stresten uzak durulmalı. Yoğun stres altındaki kadınlarda bulantı kusma daha sık görülmektedir. Artmış tükürük salımı Gebelikte sık görülen bir durumdur. Sabah bulantıları olan kadınlarda daha sık görülür. Mentollü diş macunu ile diş fırçalamak, ağzı çalkalamak, sakız çiğnemek yararlı olabilir. Sık idrara çıkma Gebe kadınlar gebeliklerinin ilk ve son 3 ayında sık idrara çıkmak zorunda kalırlar. Bunun sebebi vücutta toksin birikmemesi için böbreklerin daha hızlı çalışıyor olması ve vücut sıvı hacminin artmasıdır. Başka bir nedeni ise idrar torbasına komşu olan rahmin büyüdükçe yaptığı baskıdır. Gebeliğin 4. ayından sonra rahim karın içine doğru yükselir, mesaneye yaptığı basınç azalır. Gece sık idrara çıkmaktan şikayetçi olanlar yatmadan 2-3 saat önce sıvı alımı kesilmelidir. Bunun dışında kesinlikle sıvı kısıtlaması yapılmamalı, gün boyu bol sıvı alınmalıdır. İdrar yaparken öne doğru eğilmek idrar torbasının tam olarak boşalmasını sağlar. Memelerdeki değişiklikler Memelerin giderek büyümesi ve duyarlılaşması östrojen ve progesteron salınımındaki artışa bağlıdır. Hassasiyet 3. Veya 4. ayın sonunda ortadan kalkar. Meme ucunun etrafındaki koyu renkli bölge daha da koyulaşır, genişler ve üzerinde koyu renkli pütürler oluşur. Meme üzerinde renkli bir harita oluşturan derialtındaki toplardamarlar belirginleşir, doğum veya emzirme sonrasında normale döner. Memeleri iyi destekleyen bir sütyen göğüs ağrılarını azaltabilir. Ayrıca geceleri memelerdeki ağrı için uyurken de sütyen takılabilir. Kasık ağrısı Hafif kramplar, ağrılar veya karnın her yanında hassasiyet rahmi destekleyen kasların gerilmesinden dolayıdır. Bu kramplar şiddetlenmediği, sürekli olmadığı veya kanamayla birlikte olmadığı sürece endişelenecek bir durum yoktur. Vajinal kanama Döllenmeden yaklaşık 10 gün sonra adetin beklendiği günlerde döllenmiş yumurta rahim duvarı içine yerleşmeye çalışırken hafif bir kanama görülebilir. Karnın orta alt kısmında kramp ve ağrıyla birlikte olan kanamalarda veya kanama adet kanaması kadar şiddetli ise mutlaka bir uzmana danışılmalıdır. Kabızlık Gebelikte hormon düzeylerindeki artışa bağlı olarak bağırsak kas dokusundaki gevşeme ve büyümekte olan rahmin bağırsaklara baskı yapması nedeniyle kabızlık çok sık görülür. Saflaştırılmış gıdalardan kaçınıp lif bakımından zengin taze meyve ve sebzeler, kepekli gıdalar, ekmekler ve baklagiller, kuru meyveler tüketilmesi kabızlık şikayetini azaltabilir. Diyet alışkanlıklarının değişmesine rağmen şikayet geçmezse yemeklere buğday kepeği eklenebilir. Önce yemeklerin üzerine serperek başlanıp 2 yemek kaşığına kadar çıkılabilir. Bol su içmek dışkıyı yumuşatır ve besinlerin sindirim sisteminde kolayca hareket etmesini sağlar. Günlük hayatın rutinine 1 saatlik yürüyüş eklemek de kabızlığı azaltmakta yararlı olacaktır. Günümüzde değişen çevre şartları ile gebelik takibi de biraz olsun karmaşık hale gelmektedir. Birçok anne adayı istemeden de olsa çeşitli çevresel faktörlere maruz kalmaktadır. Bu çevresel faktörlerin bazılarından korunulabileceği gibi bazılarından da korunmak mümkün olmamaktadır. Örneğin hava kirliliği, arabaların egsozlarının oluşturduğu gazlar, çeşitli atıklar sonucu oluşan radyoaktif maddeler, telefon vericilerinin etrafa yaydığı elektromanyetik dalgalar gibi. Bir de bunlar dışında anne adayları, gebelik boyunca karşılaşılan çeşitli hastalıklar sebebiyle ilaç kullanmak zorunda kalmaktadır. Her ne kadar bu ilaçlar hastalara doktorları tarafından önerilse de bebeğe zararlı olabileceği varsayımıyla hastalar tarafından kullanılmamaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; kullanılacak ilacın kar-zarar oranının iyi belirlenmesidir. Eğer anne adayı bir ilaç kullanacaksa o ilacın sağladığı yarar, vereceği zarardan daha fazla olmalıdır. Aksi takdirde o ilacın kullanımının gerekliliği tekrar sorgulanmalıdır. Bunlar dışında anne adaylarının daha önceden var olan hastalıkları sebebiyle kullandığı ve gebelik boyuncada kullanmak zorunda olduğu ilaçlar vardır. Örneğin kronik hipertansiyonu olan bir hastanın kullandığı antihipertansif, diyabetik hastanın kullandığı insülin, tiroid hastasının kullandığı tiroid ilaçları, epilepsi hastasının kullandığı antiepileptik ilaçlar gibi. Yazının başında bahsedildiği gibi gebelik süresince kullanılacak tüm ilaçlar uluslararası bilimsel kuruluşlar tarafından sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırma tüm dünyada kabul görmektedir. Bir gebeye veya süt veren anneye bir ilaç yazılacaksa, bu ilacın hangi grup olduğu bilinmelidir. Bu sınıflama kabaca şöyledir; A grubu İnsanlarda yapılan kontrollü çalışmalarda fetus üzerine herhangi bir risk saptanmamıştır. B grubuHayvan çalışmalarında risk yok ama gebe kadınlarda yapılmış kontrollu çalışma yok. C grubu Hayvan çalışmalarında fetus üzerine risk var ama gebe kadınlarda yapılmış kontrollu çalışma yok. Bu ilaçlar ancak beklenen fayda fetusa verilebilecek zarardan fazla ise kullanılmalıdır. D grubuİnsanda fetal risk olduğuna dair veriler var. Kesin kontraindikedir. X grubuHayvanlarda veya insanda yapılan çalışmalarda fetal anomaliler gösterilmiştir. Konunun uzmanlarının bile tüm ilaçların hangi sınıf olduğunu bilmesi mümkün değildir. Bu konuda düzenleme yapan ve belirli aralıklarla güncellenen bilisel verileri içeren kitaplar bulunmaktadır. Günlük pratikte özellikle sık kullanılmayan ilaçlar hakkında bu kitaplara başvurulabilir. Bu konu gerçekten emek ve zaman harcanması gereken bir konudur. Dünya üzerinde kullanılan tüm ilaçların fetus ve yenidoğan üzerine olan veya olabilecek tüm risklerini değerlendiren referans rehberinin oluşması uzun bir süreç almıştır. Günümüzde ilaçların sürekli geliştiği ve etken maddelerinin güncellendiği düşünülürse bu işin ne kadar zor olduğu biraz daha iyi anlaşılır. Bir ilaç geniş kullanımı olan grupta nadiren sorun oluşturmuşsa bile gebelik döneminde bir gerekçe olmaksızın ilaç kullanımından kaçınmak gerekir. Ayrıca bireysel duyarlılıklar göz ardı edilmemelidir. İlaçların teratojenik etkileri fetus üzerinde anatomik malformasyonlar yapabilir. Bu etki doz ve kullanım süresiylede ilgilidir. Fetus gebeliğin ilk 3 ayında dış etkenlere karşı daha açıktır. İlaçların fetus üzerinde nasıl etki gösterdiği çok net olarak ortaya konamamıştır. Anneye ait reseptörleri etkileyerek indirekt olarak veya embriyonik gelişimi direkt olarak etkileyip anomalilere sebep olabilir. Plasentanın metabolizmasında değişiklikler fetus gelişimi üzerine etkili olmaktadır. Gebe kadınlar tarafından alınan ilaçların çoğu plasentayı geçmekte, fetusun kan dolaşımına karışmaktadır. Fetus, ilacı anne gibi metabolize edemediğinden gelişimi etkilenmekte ve bir takım zararlar oluşmaktadır. İlaç kullanımı konusunad doktor karar yönünden yalnız bırakılmamalıi doğurganlık yaşındaki her kadın ilaç kullanımında dikkatli olmak adına üstüne düşen sorumluluğu almalıdır. Eğer bir ilaç kullanımı gerekirse yukarıda tanımlanan sınıflamaya göre A ve B grubundan olması tercih edilmelidir. Mecbur kalınırsa C grubu da kullanılabilir. Günlük hayatta çok sık kullanılan birkaç ilaca örnek vermek gerekirse; Ağrı kesici veya ateş düşürücü olarak kullanılan parasetamolB gurubudur. Ama uzun süre yüksek doz kullanılırsa annede kansızlık, bebekte böbrek hastalığına sebep olabilir. Yine daha güçlü ağrı kesici olarak kullanılan NSAİD’lerin naproksen dışında çoğuC grubudur. Hepatit B aşısı, grip aşısıC grubudur. Yapılacaksa bile sonra yapılmalıdır. Genital herpes için kullanılan asiklovirB grubudur. Gebe kadınlarda sistemik kullanımın güvenilirliği kanıtlanmamıştır. Sık kullanılan antibiyotiklerden ●penisilin gurbu amoksisilinB grubudur. ●penisilin grubu ampisilinB grubudur. ●sefalosporinlerB grubudur. ●eritromisinB grubudur. ●tetrasiklin ve doksisiklin😀 grubudur. Akıntı ve üst solunum yolu infeksiyonlarında seçilen makrolid grubu azitromisinB grubudur. Yapay tatlandırıcı olarak kullanılan ●aspartamB grubudur. ●siklamatC grubudur. Preeklampsi veya çeşitli hastalıklarda kullanılan aspirinC grubudur. Ama düşük doz kullanımda 40-150 mg./gün teratojenik etkiye rastlanmamıştır. Prolaktin yüksekliği tedavisinde kullanılan bromokriptinC grubudur. Gebelikte ortalama miktarda tüketilen kafeinB grubudur. Tifo tedavsinde kullanılan kloramfenikolC grubudur. Mide şikayetlerinde kullanılan ●simetidin, famotidinB grubudur. ●Proton pompası inhibitörleriC grubudur. İdrar yolları infeksiyonlarında kullanılan ciprofloksasinC grubudur. Ovulasyon indüksiyonunda kullanılan klomifenX grubudur. Kortizon kullanımıC grubudur. Kan sulandırıcı oral antikoagülanlar😀 grubudur. Düşük moleküler ağırlıklı heparinlerB grubudur. Sakinleştirici diazepam😀 grubudur. Kolestrol düşürücü ilaçlardan fluvastatin, lovastatinX grubudur. Gebeliğin oluşmasından 1-3 ay önce başlana ve ilk 3 ay devam edilen folik asitA grubudur. Aminoglikozit grubundan gentamisinC grubudur. Oral antidiyabetik glipizidC grubudur. Oral antihiperglisemik metforminB grubudur. Hepatit B ve tetanoz immunglobulinC grubudur. İnsulinB grubudur. Büyük moleküllü olduğundan plasentadan geçmediği kabul edilmektedir. Hipotroidi tedavisinde kullanılan levotroksinA grubudur. Antiinfektif, amebisit metronidazolB grubudur. Gebeliğn erken dönem bulantılarında kullanılan ondansetronB grubudur. Bu şekilde listeyi uzatmak mümkün. Burada vermek istediğimiz mesaj; gebelikte de kullanmaya uygun ilaçlar vardır. Önemli olan bunların risklerini ve faydalarını çok iyi bilmek ve gerektiği şekilde kullanmaktır. Sağlıklı gebelikler için sağlıklı annneler gerekmektedir. Kadın Hastalıkları Uzmanı Nuri Ceydeli, Uzman kadromuz ve deneyimli editörlerimiz ile anne, babalara ve bebeğin yakınında olan herkese sorularının tüm cevaplarını vermek için 2001 yılından beri buradayız. Hamilelik sırasında alınan ilaçların çoğu plasentayı geçerek bebeğe ulaşır ve zarar verebilir. Doktorlar genellikle kadınlara hamilelik sırasında, özellikle de gebeliğin ilk 3 aylık döneminde, mümkünse ilaçlardan uzak durmalarını söyler. İşte o zaman bir bebeğin organlarının oluştuğu dönemdir. Ancak bazen yüksek tansiyon veya astım gibi bir önemli sağlık sorununu tedavi etmek için ilaç kullanımı gerekli olabilir. Bu yüzden önce doktorunuz riske bakacaktır. Bir ilacı alma riski, hastalığınızı tedavi etmeme riskinden daha yüksek olduğu durumlarda bebek ve gebe için hekim yeni çözümler üretebilir. Siz veya bebeğiniz tedavi olmaksızın daha kötü sorunlarla karşılaşırsanız, doktorunuz ilaç yazacak veya reçetesiz bir ilaç önerecektir. Bazı antibiyotikler hamile kadınlar için güvenlidir ancak bazıları değildir Hamilelik sırasında hangi ilaçları alabilirsin? Gebelikte ilaç kullanmak konusunda yeterince bilgi sahibi olmayabilirsiniz. İlaçların kullanımı çoğu hamile kadınlarda incelenmemiştir. Çünkü araştırmacılar, ilaçların bebeği nasıl etkileyebileceği konusunda endişeleniyor. Herhangi bir ilaç kullanımı öncesinde doktorunuzla veya ebenizle konuşun. Genel olarak, doktorlar gebelikte şu ilaçları almayı güvenli buluyor; Ateş ve ağrı kesici asetaminofen Tylenol gibi. Penisilin ve diğer bazı antibiyotikler. HIV ilaçları. Loratadin Alavert ve Claritin gibi ve difenhidramin Benadryl gibi dahil bazı alerji ilaçları. Yüksek tansiyon için bazı ilaçlar. Çoğu astım ilacı. Depresyon için bazı ilaçlar. Hamilelik planlıyorsanız, reçetesiz satılanlar dahil aldığınız ilaçları doktorunuza veya ebenize söyleyin. Bazılarının hamileyken kullanımı güvenli olabilir ancak bazıları güvenli olmayabilir. Doktorunuz veya ebeniz bir ilacı kesmenizi isteyebilir veya sizi başka bir ilaca geçirebilir. İlk üç aylık dönemde güvenli olmayan bazı ilaçların hamileliğin ilerleyen dönemlerinde kullanılması güvenli olabilir. Gebelikte ilaç kullanımında kaçınılması gerekenler Bazı ilaçların doğum kusurları veya diğer sorunların olasılığını artırdığı bilinmektedir. Ancak gebelikte ilaç kullanmak her zaman da zararlı değildir. Bazen anne bir ilacı nöbetleri kontrol eden bir ilaç gibi almayı bırakırsa, anne ve bebeği için sürekli almaya kıyasla daha fazla risk oluşur. Doğum kusurları olasılığını artıran reçetesiz ilaçlardan bazıları şunlardır; Bizmut subsalisilat mide ve gastrointestinal sorunları onarıcı / Pepto-Bismol gibi. Dekonjestanlar burun tıkanıklığı giderici olan fenilefrin veya psödoefedrin. İlk üç aylık dönemde bu bileşenlerle ilaçlardan kaçının. Guaifenesin içeren öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları. İlk trimesterde ilk 3 ayda bu bileşenle ilaçlardan kaçının. Aspirin ve ibuprofen Advil ve Motrin gibi ve naproksen Aleve vb. gibi ağrı kesici ilaçlar. Gebelikte kullanılan ilaç sonucu doğum kusurları olasılığını artıran reçeteli ilaçlardan bazıları ise şunlardır; Akne ilacı Izotretinoin / Roaccutane Amnesteem ve Claravis gibi. Bu ilacın doğum kusurlarına neden olma olasılığı çok yüksektir. Hamile olan veya hamile kalabilecek kadınlar tarafından alınmamalıdır. Benazepril ve lisinopril gibi ACE inhibitörleri kan basıncını düşürür. Valproik asit gibi nöbetleri kontrol altına almak için kullanılan bazı ilaçlar. Doksisiklin ve tetrasiklin gibi bazı antibiyotikler. Metotreksat; bazen artriti eklem iltihabı tedavi etmek için kullanılır. Warfarin Coumadin gibi kan pıhtılarını önlemeye yardımcı olur. Lityum, bipolar depresyonu tedavi etmek için kullanılır. Alprazolam Xanax gibi, diazepam Valium gibi ve anksiyeteyi tedavi etmek için kullanılan diğer bazı ilaçlar. Paroksetin Paxil gibi; Bu ilaç, depresyon ve diğer durumları tedavi etmek için kullanılır. Gebelikte bitkisel ve homeopatik ilaçlar ile aromaterapi Hamilelikte tüm "doğal" ilaçlar veya tamamlayıcı tedaviler güvenli değildir. Kullanılan bazı ürünler yüksek kalitede olmayabilir ve kurşun gibi zararlı olabilecek başka maddeler içerebilir. Bitkisel, homeopatik veya aromaterapi ilaçları ya da terapileri kullanıyorsanız doktorunuza söyleyin. Dr. Kağan Kocatepe'nin youtube kanalında hazırladığı video içeriğinin transkripsiyonu video sayfanın en aşağılarında Corpus callosum anne karnındaki bebekte ne işe yarar, nasıl görülür? Resimde sol alt köşede yer alan yeşil alan korpus kallozum, her iki beyin yapısını birbirinden ayıran lif demeti diyelim ve bunu biz detaylı ultrasonografide mutlaka görmek isteriz. Göremediğimiz zaman renkli Doppler'den faydalandığımız da oluyor. Burada bakın renkli Doppleriaçtığımız zaman o ve sol alt köşedeki resimdeki alanın sınırlarını çizen bir damar bütünü görmüş oluyoruz ve böylece korpus kallozum uzunluğunu da ölçebilir hale geliyoruz gördüğümüz zaman. Korpus kallozumununun bir bebeğin görülmesi çok önemli çünkü eğer korpus kallozum yoksa veya az gelişmişse beraberinde başka beyin yapıları da etkilenebileceği için ve uzun vadeli bazı sonuçları olabileceği için biz detaylı ultrasonda korpus kallozumu mutlaka görmek isteriz. Ya bu kesitte görürüz ya da indirekt olarak, direkt göremeyebiliriz belki, diğer kesitlerde ama bazı korpus kallozum varlığına işaret eden bulgular ararız. Yani özetle söylemek gerekirse korpus kallozum bizim için son derece önemli bir yapı. İLGİLİ KONULAR Gebelik İlk Üç Ayında Yapılan Ultrason Prenatal Doğum Öncesi Tanı nedir? Ultrasonografi Hakkında Genel Bilgiler Ultrasonografi Güvenli Mi? Gebelikte Yapılan Ultrasonun Önemi Rutin Ultrasonografi Rutin ultrasonografide nelere bakılır? Detaylı Ultrasonografi Gebelikte ultrasonografi ile ilgili en sık sorulan sorular Ultrasonografi Görüntüleri Hamilelikte Renkli Doppler Dört Boyutlu Ultrasonografi Ultrasonografide Sık Rastlanan Belirteçler Bebekte Dudak ve Damak Yarıkları Bebekte Sindirim Sistemi Kusurları Bebekte böbrek ve idrar yollarında görülen kusurlar Bebekte Nöral Tüp Defektleri Spina Bifida ve Hidrosefali Bebekte Doğumsal Kusur ve Sakatlıkların Hangileri Doğum Öncesinde Saptanabilir? Ultrasonografide bebeğin kafa ölçümlerinin büyük çıkması bir sorun mudur? Dört boyutlu ultrason ve bebeğin ruhsal dünyası Bebeğin kalp atışları ultrasonografide en erken en zaman görülür ve duyulur? Ultrasonda bebeğin kafasının büyük veya küçük çıkması riskli midir? Bebeğin ilk kalp atışlarının görülmesi için uzun süre beklemek sakıncalı mı, zehirlenme olur mu? Bebek, anne adayının karnına dokunulmasından ve bastırılmasından rahatsız olur mu, risk yaratır mı? Detaylı ultrason normal olmasına rağmen bebekte ilerleyen haftalarda sonradan da sorun çıkabilir mi? Plasenta prevya gebelik ilerledikçe yukarı çıkabilir mi? Düzelir mi? Plasenta yaşlanması ve ultrasonda bebeğin eşinde kireçlenme görülmesi bebek için riskli midir? Koroid pleksus kisti fetal ultrasonda nasıl görünür, kendiliğinden geçer mi? Video FETUSTA BEYNİN CORPUS CALLOSUM YAPISI NASIL GÖRÜLÜR VE ÖLÇÜLÜR? PERİKALLOZAL ARTER RENKLİ DOPPLER Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

gebelikte ilk 3 ay ilaç kullanımı