o beni prenses peri sanıyor 30 Mayıs 2014 Cuma. Güven bütün ilişkilerin temeli. Her şeyden önce kendimize güvenmeliyiz. Kendine olan güvenini bile yitiren biri, başkasına nasıl güvensin ki. Olmuyor yapamıyorsun, güvenemiyorsun. Sarsılınca bir kere geriye gelmesi çok zor bazı şeylerin. Zor ama imkansız değil, bunu bilmek bile umut veriyor bana. onur höke: Ankara'da türkü dinlemek istiyorum diyen her insan buraya gelmeli. Hafta sonları lig maçları olduğu için canlı müzik kısa sürüyor ya da hiç olmuyor. Gidin görün memnun kalacaksınız. Merhabalararkadaşlar.Bursa nilüfer deyim.Hava burda kapalı bu gün. Bu gün içinde Erdek tarafına ki orda hava güneşli gitmek istiyorum.Amacım iki gün çadır kurup kafa dinlemek.Ortam Duruma göre hotel motel pansiyon evde yapabilirim.Eğlenceli kafa açmayacak hatun arkadaşlar bana ulaşabilir. Rumiis one of the most important poets and thinkers of the XIII. century. His Works of poetry and prose had an enormous effect on the culture of Islam. This paper deals with Rumi’s religious experience. Fast Money. Yeni başlangıçlar, tanışmalar, flört dönemleri çoğu kişi için çok önemlidir. Sevgililer bir an önce birbirlerini tanımak ve ortak noktalarını bulmak isterler. Bunun için de yeni sevgiliye sorulacak sorular neler bilmelisiniz. İkili ilişkilerde güven duygusu gerek kadın gerekse de erkek için çok önemlidir. Bu yüzden muhakkak ki birbirinizi tanımak için sorular sorarsınız. Verilen cevaplara göre de karşınızdaki kişiye not verirsiniz. Sözlü cevapların dışında aynı zamanda beden dili de kişileri ele verir. Bu kapsamda karşınızdaki kişiyi çözümlemeniz adına aşık erkek ve kadının en çok kullandığı beden dili anlamları hakkında bilgiye sahip olmanız gerekiyor. Edindiğiniz bilgiler sayesinde karşınızdaki kişiye güvenip güvenemeyeceğinizi anlayabilirsiniz. Yeni tanıştığın erkeğe sorulacak sorular ile kadınlara sorulacak sorular genellikle aynıdır. Önemli olan doğru soruları sorarak, karşınızdaki kişiyi tanıyabilmenizdir. Hayatınızdaki insanın doğru kişi olduğunu gösteren işaretler vardır. Bu işaretleri anlayabilmeniz adına aşağıda mutlaka sormanız gereken soruları paylaşacağım. Şimdi yeni kadın – erkek yeni sevgiliye sorulması gereken sorular nelerdir gelin hep birlikte bakalım Aile Bağların Nasıl? Yeni sevgilinizi tanımanız için öncelikle ailesiyle olan ilişkilerini sorgulamalısınız. Genellikle ailesine bağlı olan kişiler daha güvenilirdir. Fakat bu kapsamda aşırı bir aile tutkusu olmamasına dikkat etmelisiniz. Ailesine aşırı bağlı olan kişilerin çoğu kararlarını kendileri alamadıkları için çoğu zaman ilişkilerinde problemler çıkar. Sevgiliye sorulacak mantıklı sorular arasında olan bu konuyu göz ardı etmemelisiniz. İlginizi Çekebilir Yeni Tanıştığın Birine Erkeğe veya Kadına Sorulacak Sorular Kararlarını Tek Başına mı Alırsın? Bazıları kendi kararını alma konusunda başarılı değildir. Ve bu ilişkide problem yaratır. Sürekli ailesinin kararlarına göre yaşayan bir kadın veya erkek bir süre sonra sıkıcı gelmeye başlar. Bunu sadece aile olarak da değerlendirmemek gerekir. Karşınızdaki kişi karar alırken sizi de önemsiyor mu bunu da sorgulamalısınız. Yoksa sadece kararlarını kendine göre mi alıyor öğrenmelisiniz. Ailenle mi Yoksa Yalnız mı Yaşıyorsun? Bu soru farklı taraflara çekilebilir. Fakat karşınızdaki kişinin nasıl bir hayatı olduğunu öğrenmeniz için bu soruyu sormanız gerekir. Çünkü yalnız yaşan kadın veya erkek daha çabuk olgunlaşır. Ailesi ile yaşayanlara göre güçlü olmayı, ayakları üzerlerinde durmayı daha çabuk öğrenirler. Kısacası yalnız yaşamanın avantajları onlar için bir nimettir. Ne Mezunusun? Çalışıyor musun? Çoğu ilişkilerde eğitim durumu önemlidir. Her iki tarafın da aynı eğitim seviyesinde olması idealdir. Fakat erkek bir tık daha ileri seviyede olabilir. Özellikle erkeklerin eğitim durumu, kadından aşağı bir seviye ise ileride bu durum problem yaratabilir. Bu nedenle sıkıntı yaşamamak adına bu soruyu sormanız gerekir. Tabii ki kesinlikle sıkıntı yaşanacak diye bir durum söz konusu değildir. Ama genelleme itibariyle ikili ilişkilerde bu durum önem arz etmektedir. Hangi Burçsun, Yükselen Burcun Nedir? Burçlara inanmayanlar olduğu gibi inananların sayısı da yadsınamayacak derecede fazladır. Aslına bakarsanız bu soruyu sırf sormak için sormamalısınız. Çünkü gerçekten de burçlar kişi üzerinde etkilidir. Bu kapsamda daha çok karşınızdaki kişinin yükselen burcunu öğrenmenizi öneririm. Bunun sebebi kişi burcunun özelliklerini taşımıyor olabilir. Fakat kesin kez yükselen burcunun özelliklerini taşıyordur. Bu yüzden gerekli bilgileri edinerek, karşınızdaki kişinin karakteristik özellikleri hakkında ön fikre sahip olabilirsiniz. İlginizi Çekebilir Burcunuz Para Durumunuz Hakkında Ne Diyor? Hobilerin ve Fobilerin Nelerdir? Klişe sorulardan biri olsa da ikili ilişkilerde karşınızdaki kişiyi tanımak istiyorsanız hobilerini ve fobilerini öğrenmelisiniz. Hangi alanlarda daha başarılı, eksik olduğu konular nelerdir gibi konular üzerine konuşmalısınız. Karşınızdaki kişi çok sosyal mi yoksa asosyal mi öğrenmelisiniz. İlişkilerde denklik önemlidir. Birinin sosyal diğerinin asosyal olması bir süre sonra sıkıcı bir hal alabilir. İlk başlarda zıt kutuplar birbirini çekerken, bir süre sonra itmeye başlayacaktır. Tavsiye İçerikler Dünyanın En Pahalı 10 Hobisi Ünlülerin Herkesi Şaşırtacak 10 Hobisi Zekanızı Arttıracak Birbirinden Eğlenceli 9 Hobi Hem Eğlendiren Hem de Para Kazandıran 12 Hobi Alkol-Sigara Kullanıyor musun? Bu kişiyi tanımak amaçlı bir soru değildir elbette ki. Fakat yine de önemli bir sorudur. Hatta sorundur. Çünkü ilişkide birinin kötü alışkanlıklarının olması diğerinin olmaması ilerleyen süreçlerde çoğu zaman sorun yaratır. Bu nedenle bu sorunun cevabını öğrenmelisiniz. En Sevdiğin Renk Nedir? Renklerin anlamları ve psikolojik etkileri vardır. Karşınızdaki kişinin hangi rengi sevdiğini öğrenmelisiniz. Buna göre nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlayabilirsiniz. Yapılan araştırmalarda renklerin insanlar üzerinde psikolojik olarak etki gösterdiği kanıtlanmıştır. Bu tür konulara inanıp inanmak elbette ki size kalmıştır. En Sevdiğin Yemek Nedir? Biliyorsunuz ki erkeklerin kalbine giden yol midesidir. Bu nedenle bu sorunun cevabı kadınlar için daha önemlidir. Kadın ve erkeğin aynı yemekleri sevmesi ileride tartışmaların çıkmamasını sağlarken, aksi durum tartışmalara yol açabilir. Ülkemiz daha çok etçil olduğu için diğer tarafın vejetaryen ya da vegan olması sorun yaratabilir. En Sevdiğin Film-Dizi Hangisi? Karşınızdaki kişi ile ortak noktalarınızı bulmak için film veya dizilerden konu açabilirsiniz. Hangi konulara daha çok ilgisi var öğrenebilirsiniz. Buna bağlı olarak görsel zevklerinizin neler olduğunu anlayabilirsiniz. En Sevdiğin Şarkı Nedir? Yeni sevgilinizin hangi şarkıyı sevip sevmediğinizi öğrenmelisiniz. Hangi türleri daha çok sevdiğini anlamanız fikir ayrılıkları yaşayıp yaşamayacağınızı gösterir. Çünkü uzun bir yolculuğa çıktığınızı farz edelim. Siz daha çok pop tarzı şarkıları seviyorsunuz fakat karşınızda damar dinleyen biri var. Bu durum elbette ki kavga etmenize neden olacaktır. Herhangi Bir Özel Yeteneğin Var mı? Karşınızdaki kişiyi daha ne tanımak adına özel bir yeteneğinin olup olmadığını sorabilirsiniz. Bu hem karşınızdaki kişiyi rahatlatacaktır hem de bu kadar ilgili olmanız onun hoşuna gidecektir. Kısa sürede öğreneceğiniz hayatınızı değiştirecek yetenekler hakkında bu yazından bilgi alabilirsiniz. Din ve İnanç Konusunda Ne Düşünüyorsun? Toplumumuzda biliyorsunuz ki bu konular önemlidir. Elbette kişi, aşık olduğu zamanlarda bu konuları önemsemez. Fakat iş ciddileşince bu konular sorun yaratır. Bu nedenle kesinlikle bu konuya önem göstermelisiniz. Kendi aranızda bu konuları konuşarak, ileride sorun yaşayıp yaşamayacağınızı anlamalısınız. Genelde sorun yaşansa da azınlıkta bir kesimin sorun yaşamadığını bilmelisiniz. Bu tabii ki karşılıklı hoş görüye ve saygıya dayalı bir konudur. Zor Zamanlarında Yardım İster misin? Çoğu erkek yaşadığı problemleri tek başına çözmek ister. Düşüncelerini paylaşmazlar. Yardım istemekten her zaman kaçınırlar ve bu durumu küçüklük olarak adlandırırlar. Yardım istemekten çekinmemeniz gereken zor durumlar hakkında bilgi almak için buraya tıklayın. Hayatı tek başlarına göğüslemek isterler. Fakat hayatın müşterek olduğunu unuturlar. Bu konu karar almak kadar önemlidir. Yardım istemeyen kişiler genellikle kendilerine içsel olarak zarar verirler. Aynı zamanda karşı tarafı da kuşkulandırırlar. Bu nedenle bu sorunun cevabını öğrenmelisiniz. Hayatınızı değiştirebilecek yegane soru nedir öğrenmek için burayı tıklayın. Herhangi Bir Takıntın Var mı? Takıntılı insanlarla yaşamak gerçekten çok zordur. Bu nedenle karşınızdakinin bir takıntısı olup olmadığını öğrenmelisiniz. Çünkü onun istemediği bir davranışta bulunmanız, sizden soğumasına neden olabilir. Bu yüzden bu konuyu konuşmanız yararınıza olabcaktır. Kin Tutar mısın? Affedici misin? Kin tutmak gerçekten de hem kişinin kendisine hem de ilişkisine zarar verir. Bu nedenle karşınızdaki kişinin kinci olup olmadığını öğrenmelisiniz. Aynı zamanda karşısındaki kişiyi kolaylıkla affedebiliyor mu, merhametli mi gibi konularda konuşmalısınız. Bilhassa karşınızdaki kişinin merhametli olmasına önem göstermelisiniz. Kıskanç mısın? Öfke Kontrolü Yaşıyor musun? Elbette ki kıskançlık her kadında ve erkekte bulunan bir olgudur. Fakat karşınızdaki kişinin aşırı seviyede kıskanç olmamasına dikkat etmelisiniz. Kıskançlığın yanı sıra öfke kontrolü yaşayıp yaşamadığını da sormalısınız. Bu soru sadece erkekler için değil kadınlar için de sorulabilecek ortak bir konudur. İleride problem yaşanmasına neden olabilir. Güven Problemi Yaşıyor musun? İlişkinin sağlık bir şekilde yürütülebilmesi için önemli bir konu da güvendir. Güvenin olmadığı bir ilişki kesinlikle sağlıklı bir şekilde ilerleyemez. Bu nedenle karşınızdaki kişinin güvenilir olup olmadığını anlamalısınız. Gerek sözlü gerekse de sözsüz iletişim teknikleri ile karşınızdakini çözümlemelisiniz. Nelere Kızarsın? Yeni sevgilinizin neleri kızıp kızmadığını elbette ki zaman içinde anlarsınız. Fakat bunun öncesinde bu soruyu sormanız yararınıza olacaktır. Çünkü size göre normal olan bir durum, karşınızdakine göre anormal olabilir. Bu da ilişkinizin zedelenmesine zemin hazırlayabilir. Nelerden Mutlu Olursun? Günümüzde çoğu kişi mutlu olmayı bir türlü becerememektedir. Oysa ki birbirine bağlı olan çiftler yan yana olmaktan bile keyif alırlar. Kendilerini onun yanında yaşları ne olursa olsun çocuk gibi hissederler. Özellikle bu durum erkekler için çok önemlidir. Senin yanında kendimi çocuk gibi hissediyorum diyen biri varsa bilin ki sizi gerçekten de seviyordur. Tatil Günlerini Nasıl Geçirirsin? Özel Günlere Değer Verir misin? Tatil günleri çoğu kişi için özeldir. Bazıları ailesiyle vakit geçirmek bazıları ise yalnız kalmak, kafa dinlemek ister. Kişinin tatil günlerinde ne yaptığı önemlidir. Çünkü çiftlerin farklı düşünmesi ileride problem yaratabilir. Biri a derken diğeri b diyeceği için çatışmalar çıkacaktır. Bu yüzden en başından bu konuları konuşmalısınız. Aynı zamanda tartışma çıkan konuların başında özel günler gelmektedir. Sonradan kırılmamak adına bu konuyu açıklığa kavuşturmalısınız. Keşkelerin Var mı? Karşınızdaki kişiyi daha yakından tanımak istiyorsanız keşkelerini sormalısınız. Geriye dönüp baktığında nelere keşke diyor öğrenmelisiniz. Çoğu kişinin hayatında en bir tane de olsa keşkesi vardır. Belki keşkelerine çözüm olabilirsiniz. Faydalı İçerikler İleride “Keşke” Demenize Neden Olabilecek 15 Klasik Hata Keşke Dememek için Her Yaşta Öğrenilmesi Gereken Şeyler “Keşke!” Dememek için 25 Yaşından Önce Yapılması Gerekenler Pişmanlıkların Var mı? Keşkeler gibi pişmanlıklar da önemlidir. Kişinin pişman olması, tekrar aynı yanlışa düşmemesi anlamına gelir. Yeni sevgilinizi tanımak adına bu tarz sorular sorabilirsiniz. Geçmişe yönelik sorularınız, onu daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır. Ev İşlerinde Başarılı mısın? İster kadın ister erkek olsun kesinlikle herkesin evde sorumlulukları olması gerekir. Çünkü bütün işleri kadın yapmak zorunda değildir. Bilhassa biliyorsunuz geçim derdinin zor olmasıyla birlikte artık kadının da çalışması gerekiyor. Hem çalışıp hem de ev işlerini yapmak zordur. Bu yüzden karşınızdaki kişinin ev işlerinde başarılı olup olmadığını sorgulamalısınız. Buna göre eksiklerinde yardımcı olabileceğinizi söylemelisiniz. İlişkide Senin için Önemli Olan Husus Nedir? İlişkide herkesin dikkate aldığı hususlar farklıdır. Ama ilişkinizin sağlam bir temele dayanmasını istiyorsanız “saygılı” olmalısınız. Çünkü sevgi gelip geçer. Bugünkü ayrılıkların çoğu karşılıklı çatışmalardır. Birbirlerini dinlememektir. Kimsenin alttan almaya tahammülü olmamasıdır. Aslına bakarsanız önemli olan 6S kuruladır. Bunlar; Saygı, sevgi, sadakat, sabır, söz verip tutmak, sorumluluktur. Uzun süreli ve mutlu bir ilişki için olmazsa olmaz kanundur. Elbette ki güven ilk plandır. Önceki İlişkin Neden Sona Erdi? İleriye dönük bir ilişki düşünüyorsanız; bu sorunun cevabı önemlidir. Karşınızdaki kişinin kafasında soru işaretleri bulunmaması için açık ve net olmalısınız. İlişkinizin neden bittiğini dürüstçe anlatmalısınız. Eski sevgilinizle hala görüşüp görüşmediğinizi karşınızdakine söylemelisiniz. Makbul olanı elbette ki görüşmüyor olmanızdır. Fakat boşanmış, görüşmek mecburiyetinde olabilirsiniz. Karşınızdaki kişinin kafasında soru işareti bırakmamak adına bu konuyu açıkça konuşmaya özen göstermelisiniz. İlginizi Çekebilir Eski Sevgilinizle Arkadaş Olmamanız Gerektiğini Gösteren 5 Şey Senin için Hayatın ve Aşkın Tanımı Nedir? Herkes için hayat ve aşkın tanımı farklıdır. Kimi tamamen duygusal kimi de mantıksal çerçevede tanım yapar. Elbette dengeli tanımlar yapanlar da vardır. Fakat bu duyguların sizinle farklı olmamasına dikkat edin. Sevgiliye sorulacak aşk soruları sayesinde aynı düşünceye sahip olup olmadığınızı anlayabilirsiniz. Bir Kadında/Erkekte Dikkat Ettiğin İlk Şey Nedir? İlişkilerde karşınızdaki kişinin sizin hangi özelliğini sevdiğini, beğendiğini anlamak için bu tarz sorular sorabilirsiniz. Örneğin kimisi dış görünüşe önem verirken diğer tamamen kişisel özelliklerine takılı kalmış olabilir. Bu yüzden karşınızdaki kişinin nelere önem verdiğini anlamalısınız. Erkek sevgiliye sorulacak sorular ile bayan partnere soracağınız sualleri düşünerek konuşmalısınız. Çünkü ağzınızdan çıkan bir söz karşınızdaki kişide olumsuz etki yaratabilir. Konu ile İlgili Faydalı İçerikler Kadınların Erkeklerde En Çok Aradığı 10 Özellik Erkeklerin Kadınlardan Umutsuzca Beklediği Şeyler Erkeklerin Kadınlar Tarafından Anlaşılması Gerektiğini Düşündüğü 8 Şey İlişkide Cinselliğe Önem Verir misin? Mahrem bir konu olsa da karşınızdaki kişiye açık olmalısınız. İlişkilerde cinsellik önemlidir. Kimi bu konuya tamamen katı iken kimi ise doyumsuz olabilir. Bu konuları konuşmanız yararınıza olacaktır. Sevgiliye sorulacak cinsel sorular karşınızdakinin tepkisini de öğrenmenizi sağlar. Kırmızı Çizgin Var mı? Herkesin en azından bir tane de olsa kırmızı çizgisi vardır. Karşısındaki kişinin o alana müdahale etmemesini ister. Müdahale olduğunda rahatsız olur. İlişkinin sonlanmasına neden olabilecek bir meseledir. Bu nedenle karşınızdaki kişinin kırmızı çizgisini öğrenmelisiniz. Sosyal Çevreye mi Ailene mi Önem Veriyorsun? Karşınızdaki kişinin yaşantısını öğrenmek istiyorsanız bu tarz sorular sorabilirsiniz. Ailesine mi yoksa sosyal çevresine mi daha bağlı olduğunu sorgulayabilirsiniz. Ya da sosyal statü onun için ne kadar önemli öğrenebilirsiniz. Kibirli mi yoksa naif bir kalbe mi sahip anlayabilirsiniz. Elbette ki bunu anlamak için sosyal çevre ve ailesi dışında da sorular sormanız gerekir. Buna da Bakın Sevgiliyle Yapılabilecek Hem Ucuz Hem de Eğlenceli 18 Aktivite Evlilik Hakkında Ne Düşünüyorsun? Bu daha çok cicim aylarını geçmiş ilişkilerde gündeme gelen bir konudur. Fakat yeni sevgilinizle ileriye dönük konuşmak hem sizi hem de onu rahatlatacaktır. İleriye dönük planlardan haberdar olursanız, nasıl bir ilişki içinde olduğunuzu anlayabilirsiniz. Çünkü kimi daha evlilik konusuna hazır değildir ya da direkt olarak bu konuya karşıdır. Bunu bilerek ilişkiye başlarsanız, ileride sorun yaşamazsınız. Maddiyat Senin için Ne Kadar Önemli? Günümüzde ilişkilerin çoğu maddiyat üzerine kurulur. Elbette ki para her şey demek değildir. Fakat karşınızdaki kişinin en azından sizin kadar gelir düzeyine sahip olması gelir. Gelir düzeyi arasındaki farklılıklar ileride sorun çıkarabilir. Bilhassa bu konuya daha çok kızlar takılır. Öyle ki kızlar soruyor sitesinde para ile ilgili sorulmuş en manyak 50 soru hakkında bilgi vermiştik. Geleceğe Dair Planların Nelerdir? Karşınızdaki kişiye bu soruyu yöneltmelisiniz. Planların içine siz de dahil misiniz öğrenmelisiniz. Planlarını kendine göre mi yapıyor yoksa sizi de dahil ediyor mu anlamalısınız. Böylece ilişkinize verdiğiniz değerin karşılığını alabiliyor musunuz anlayabilirsiniz. Evlenince Ailenle mi Yoksa Ayrı Bir Evde mi Yaşamayı Düşünüyorsun? Bu sorunun cevabı önemlidir. Genellikle erkeğin ya da kadının ailesinin evinde yaşamak zordur ve tartışmaların çıkmasına neden olur. Eskiden çok fazla problem olmayan konu günümüzde önemlidir. Bu nedenle bu sorunun açıklığa kavuşturulması gerekir. Sevgilinizle ayrı memleketlerde olabilirsiniz. Bu kapsamda nerede yaşayacağınız hakkında da önceden konuşmalısınız. Bir karar varmalısınız. Çocuk Konusunda Ne Düşünüyorsun? Elbette ki yeni sevgili ile hemen evlenilecek diye bir husus yok. Fakat bu soru sizin kafanızdaki planla aynı mı onu öğrenmelisiniz. Belki hiç çocuk sevmiyorsunuz ve istemiyorsunuz. Ama karşınızdaki kişi bu konuyu önemsiyor. Bu nedenle ileride bu nedenden ayrılmak yerine en başından bu konuları konuşmanız gerekir. Gezmeyi mi Yoksa Evde Oturmayı mı Seviyorsun? Çoğu kişi hayatın telaşesini atlatmak, kafasını rahatlatmak için farklı düşüncelere sahiptir. Kimi gezerek kafasını dağıtırken kimi ise evde dinlenerek rahatlar. Çiftlerin bu durumu arasında konuşması gerekir. Çünkü gezmeyi seven biriyseniz ve karşınızdaki kişi tam olarak ev kuşu ise aranızda problemler çıkabilir. Beni Seviyor musun? Neden Ben? Klişe bir soru olmasına karşın önemli bir konudur. Elbette bunu açık açık sormak yerine hal ve hareketlerine bakarak anlayabilirsiniz. Sözlerinize değer veriyor mu, size karşı saygılı mı, fikirlerinizi önemsiyor mu gibi durumları baz alarak bir karara varabilirsiniz. Ya da direkt açık açık konuşabilirsiniz. İşin Senin için Ne Kadar Önemli? Günümüzde işkoliklik durumu hızla ilerlemeye başladı. Ve ilişkilere zarar verecek boyutlara ulaştı. Kişiler sevgilisinden, eşinden işlerini daha ön plana koyarak hareket ediyorlar. Elbette ki karşınızdaki kişi, iyi bir yaşama sahip olmak için dişini sıkarak çalışıyor; bu durumun ilişkisine zarar vermeyeceğini zannediyor olabilir. Bu konu ile alakalı sorular sorarak, sevgilinizin işkolik olup olmadığını anlamalısınız. Eğer işkolik ise ilişkinize bu durum zarar vermemesi için çözüm yolları aramalısınız. İşkolik sevgilisi olan kadınlara ve erkeklere farklı tavsiyeler adlı yazımızı okuyarak, konuyla ilgili öneri alabilirsiniz. Kişisel Özelliklerin Nelerdir? Karşınızdaki kişinin belirgin özelliklerini zaman içinde öğrenebilirsiniz. Elbette kendini saklayabilen kişiler vardır. Köprüyü geçinceye kadar misali… Uzun süreli ilişkilerde dahi bunu fark etmeyebilirsiniz. Evli olduğunuzda her şey değişir. Bu nedenle karşınızdaki kişiyi tanımak için gerçekten sorgulayıcı olmalısınız. İlişkilerini nasıl yönetirler, nelerden hoşlanıp hoşlanmazlar, çevreye karşı tutumları nasıldır, karakteristik özellikleri nelerdir gibi soruların cevaplarını öğrenmelisiniz. Aksi takdirde evlendiğinizde tabiri caizse çok sevdiğiniz kişinin canavara dönüştüğünü görebilirsiniz. Uzun süreli ilişkiden çıktıktan sonra yeni bir ilişkiye başlamanın yolları hakkında bilgi edinmek istiyorsanız tıklayın. Sonuç olarak, yukarıdaki soruları sevgilinize sorarak, karşılıklı olarak birbirinizi tanıyabilirsiniz. İsteklerinizin neler olduğunu, örtüşüp örtüşmediğinizi verilen yanıtlara göre anlayabilirsiniz. Sadece sevgiliye değil hoşlandığın erkeğe-kadına sorulacak sorular da yukarıdakilerle eş değerdir. En azından ailesi ile ilgi soruların cevaplarını, hayata olan bakış açısını, ciddi bir ilişki isteyip istemediğini öğrenebilirsiniz. Buna göre bir adım atıp atmamanız gerektiğine karar verebilirsiniz. Aşk Mantık İntikam hakkında yazılanları takip ederken Korenin “Artık dizilerde kadınların kendilerini ağlatan değil güldüren erkekleri seçtiği bir ülkeye uyanmak istiyorum. Belki o zaman bir şeyler değişmeye başlar.” yorumuna rastlamıştım, ne kadar doğru… Dizi hakkında yorumları da öyle… Keyifli okumalar… Sevmek zor iş. Güzel sevmek daha zor. Mesela sevdiğini sevginle boğmadan, senden ve kendi sevginden ötesini görebilecek derinlikte bakmak ona ve elini tutmadan yanında olmak zor iş. Onu özgür kılacak ama yüzünü okşayan bir sabah güneşi gibi gülümsetecek sıcaklıkla sarmalamak zor. Bakmadan görmek birini ve gördüğüne tutunmak zor çok zor. Peki hiç görmediğini sevmek? Sevdiğini iddia etmek mümkün mü? Gerçekten sevmek mi bu yoksa sevmeyi bilmeyen bir çocuğun ayak tökezlemeleri mi? Görüyorsunuz ya sadece zor olsa mevzu tüm zorluklara bir umut bağlardık aşk deyince. Ama bu hikaye zor’un değil. Sevdiği kadın tarafından hiç görülmediğini iddia eden bir adamın, tüm kalbini gördüğünü iddia ettiği kadını sevme hikayesi! Ya da çocukluğundan beri herkes tarafından çözüldüğü zannedilen bir kadının, kendisini görünmez zanneden adamı sevme hikayesi. Bu hikaye görünmüyorum zannedenin bir kitap gibi okunduğu, her yerden göründüğü iddia edilenin sisli perdeler arkasında kaldığı bir hikaye. Esra babadan yana gülmeyen kızlar kulübünün uzun süreli üyesi olarak annesi gibi olmaktan, tek başına koca bir hayatı sırtlanmaktan korkarak büyümüş. Ama işte yıllar önce başka bir hikayenin bize söylediği gibi “insanın kaçtığına tutulduğu yerdir cehennem.” Esra annesinin kaderinden kaçmak için uğraşırken kendince aşk değil mantık evliliğinde karar kılmış ve çocukluğundan beri kendisine aşık olan Bilgisayar Mühendisi hali hazırda iş güç sahibi olan Ozan’a elini uzatmış. tamamen ikna olmadım ama neyse İzlerken fark ettim ki Ozan bu eli de hiç sorgulamıyor. Hatırlarsanız ne dedi yıllar sonra; “Tüm mahalle aşıktı ona ama o beni seçti.” Ama neden onu seçtiğini pek sorgulamış gibi gelmedi bana. Tıpkı bir cümle ile onu hiç sevmediğine ikna oluşu gibi. Üstelik hemen öncesinde “sen de bana aşıksın” diyecek kadar güveniyorken bu sevgiye. Evliliği boyunca tek bir an dahi sevildiğinden şüphe duyan buna neden olacak bir söz bir bakış bir davranış hisseden hiç kimse bu cümleleri sarf edemezdi. Ama Ozan sarf ediyor çünkü hiçbir zaman sevilmediğini hissedeceği bir şey olmamış tek bir an bile . Yani buradan anlıyoruz ki Ozan’ın duygusal zekası zayıf değil Ozan’ın duygusal zekası bildiğin yok. Belki de eğitim sistemimizdeki tüm sayısal bölümleri Türkçe –Matematik yapmanın vakti geldi. Bu çocuk iki tane fazladan “şair burada ne demek istemiştir” ya da” yukarıdaki paragrafın ana fikri nedir?” tarzı soru çözseydi daha acısız olurdu belki de hayatı. Aslında bu hayatın, kiraların, evin geçiminin fotosentezle karşılandığını zannetmesinin de sayısalcı olmasından başka anlaşılır yanı yok gibi. Ya da var adı da Oğluşum Zümrüt’. Karakter tanıtımında Zümrüt’ün kocasının bir kadın için onları terk ettiği ama Zümrüt’ün elaleme ne derim diye üzüldüğü yazıyor. Oğlunu kızından daha çok sevdiği de bunu zaten anladık. İşte Ozan her şeyi kendisi için halleden bir kadınla büyürken, Esra ayakta kalmayı öğren diyen bir kadınla büyümüş. Aslında ikisi de dünyayı tek başına sırtlayan iki anne ama işte çocuklarına öğretileri farklı olmuş. Bu yüzden “sanki zora gelebilirmiş gibi “diyen Ozan bilmiyor asıl zorluk nedir ? Önce annesi, sonra Esra girmiş çünkü hayatın zorlukları ile arasına. Onlar göğüslemiş ve Ozan karşılaşmamış bile hayatın kendisi ile. Sonra da Çınarla tanışmış ve bu seferde Çınar açmış yolunu. Paşamda ben ne yangınlar gördüm havasında dolaşıp duruyor. Başta nankörlüğüne çok kızmıştım ama baktım nan’ı yok safi “kör” bu, zerre fikri yok bunun hayat hakkında. Eyvallah bilmemek değil öğrenmemek ayıp işte kızdığım nokta da bu. Öğrenmiyor. Öğrenmek için çabalamıyor bile. Yahu o ev nasıl geçindi, faturaları ödemedin o borçlar ne oldu, bu kız bunları yapıyor ama nerelerde çalışıyor ,ne işler yapıyor insan hiç mi merak etmez. Bir de kendi evinizin faturalarını ödemek için çalıştığı işleri küçümsüyor aşağılıyor aklınca. Yahu anan yapmazdı karının yaptığını. Tüm korkularına rağmen sana inanıp şans vermiş, korkularını bastırıp evet Ozan babam değil belki de haklıdır demiş. Hayallerinin peşinden git diye gece gündüz çalışmış neler feda etmiş. Bu kadarcık mantığı bile kuramaması çok sorunlu bence. Bozuk plak gibi takılmış mahkeme kapısına . Ama işte o kapıdaki kadını da görmüyor ki. Bu yüzden diyorum insan hiç görmediği birine aşığım diyebilir mi ? Sen tanımıyorsun ki bu kızı? Hiç hem de. Ozanın gözünden Esra, bencil, kendinden başkasını düşünmeyen, zora gelemeyen, paragöz biri. Eh ben de bu noktada şunu merak ediyorum Ozan’cım biliyorum sorgulamak senin işin değil ama ben düşünmeden edemiyorum tüm mahalle bu kıza aşıksa mahallede senden başka okumuş, iş güç sahibi, standart üstelik düşman başına bir oğluşum Zümrüt annesi olmayan başka bir adam yok muydu ki bu kız o eli sana uzattı ? İşte Esra da tam ikna olmadığım “mantık” bu ? Madem çok seçeneği vardı neden Ozan. Zümrüt tek başına bir boşanma sebebi iken neden hiç kocasını kendisi ve arsız kaynanası arasında bırakmamış, neden hiç ses etmemiş Zümrüt komik değil terbiyesiz biri bence oğluna da kötülükten başka bir halt etmiyor Neden Ozan için işten işe koşmuş son raddeye gelene kadar ses etmemiş. Bunların büyük kısmı tabi ki anne öğretisi kaçtığına tutuluyor ve belki fark etmeden kaderine kapılıyor bir süre büyük bir kayıp verene kadar. Ama asıl sorduğum Esra Ozan ile hep mutlu, huzurlu, sevgi dolu görünüyor. Sevgili hemcinslerim hepimiz din kardeşiyiz, biz birbirimizi biliriz. Bizler sevmediğimiz insanla yerden bilmem kaç metre yüksekte dünyanın en eğlenceli, zamanın nasıl aktığını bilmediğimiz vakitler geçiremeyiz, oturup gelecek hayalleri kurmayız, sevdiği sevmediği şeyleri aklımızda hiç tutumayız. Hele ki sevmediğimiz bu adamdan boşanıp kurtulduysak. Bu yüzden hepimiz hemfikiriz ki Esra seve seve terk etti Ozan’ı. Artık sevgisinin devam etmesine yetmeyeceği kadar yorgun olduğu tükendiği bir yerde. İstanbullu gelin’de Süreyya “Sen ne zaman nefes alacaksın?” sorusuna “Aldığım nefes içime batmadığında” demişti bir keresinde belki bu hayata dair birilerini görmek özellikle babası gibi onu görmeyen, yardım etmeyen, yalnız bırakan Ozan’ı görmek aldığı nefesi içine batıracak gibiydi bir ömür ve onun olmadığı yeni bir sayfa açmak istedi. Ozan’ın şarkıdaki gibi “tam karşıya geçerken bıraktığın o al benim ” deyip durduğu ama Esra’nın çoktan çıkmaz sokağın dibini gördüğü o mahkeme kapısında. Benim Esra’dan anladığım aslında Ozan’ı da değil kendisini suçluyor yaşadıklarından. Her ne kadar senin yüzünden dese de gerçekten böyle düşünseydi Ozan’daki kinin binde biri olurdu kızda ama yok. Tabii ki yalnız bırakıldığını, haksızlığa uğradığını biliyor ama Esra bebeğinin ölümünden kendisini suçluyor. Artık spoilerlık yanı yok herke biliyor zaten O zamanda suçlamış annem gibi olmayacaktım ama oldum ve bu yüzden bebeğimi koruyamadım diye düşünmüş muhtemelen. Kendisini bundan kurtarmak için de her şeyi kesip atmış. Hani canın aniden yandığında elinde ne var düşünmeden yerinden zıplar fırlatırsın ya. Öyle yapmış can acısı ile fırlatmış her şeyi. Ben Esra’nın hatası da Ozan’a yaşadıklarını anlatmaması falan diye düşünmüyorum bu süreci. Her ne kadar sonradan o kendisine suç bulacak olsa da ben bulmuyorum yok çünkü. Kimse Esra anlatmayı denemedi diyemez. Kız tükendim diye bağırdı karşısındaki adam ne diyordu ? İnternet kafe ! Onu değil dinlemek, duymayan bir adamla evliydi bu kız. Anlatmayı denediği anda kulakları tıkalı birine ne anlatacaktı ki. Ya da daha basiti Zümrüt’ten rahatsız olduğunu söylese ne olacaktı ki ? Ozan bu açmazı çözebilecek biri miydi? Esra bunu görmüyor mu? Yani bazılarına çok tatlı geliyor biliyorum ama eski Ozan tüm kadınların iki günde boşayacağı biri. Tüm bunlar olsun olmasın Esra o mahkeme kapısına ya da bebeğe gelene kadar yüzlerce kez haklı zaten. Ozan evlilik nedir bilmeyen, anlamayan, eş olmanın ne demek olduğunu kavramamış eşi ve ailesi arasında denge kuramayan, karısını hem kendi, hem ailesine ezdiren ve üzgünüm ama karısını istismar etmiş birisi. Öyle gözlüklerinin arkasına saklanıp sevimli sevimli bakınca durum değişmiyor. Ne olurdu işten çıkmadan yürütse projesini, ne olurdu bir senede değil de 3 senede bitse, ya da ne olurdu part- time bir işe girse projeyi hayatı değil de hayatının bir parçası yapsa. Ben söyleyeyim o inşa ettiği hayallerindeki ev var ya bugün içinde hiç yaşanmamış hayalleri boş duvarlara bakıyor olmazdı. Sevdiği kadın ve çocuğu olurdu yanında. Ozan Esra’yı çok sevdiği ve belki kendinden yukarda gördüğü bir hayranlık beslediği için ona en iyisini vermek istiyor olabilir. Bunu anlıyorum ama yine aynı yere çıkıyoruz. Karısını görmediği tanımadığı gerçeğine. Bu kız senden böyle bir şey istiyor mu? İstese senden daha iyi seçenekler yok mu? Her şey ucu ucuna yetiyordu ama mutluyduk demedi mi? Çünkü o zamanlar bu hayatı paylaşıyordunuz. Esra’yı değiştiren senin hayallerinin peşinden koşmak için işten çıkman değil onunla hayatı paylaşmayı bırakman onu yalnız bırakman. Sadece para değil ki eskiden birlikte vakit geçirebiliyorlarmış, sohbet edebiliyorlarmış. Ama o süreçte gördüğümüz Ozan ile Esra iki kelime konuşmaya çalışıyor ama konuşamıyor bile çünkü adamın önü arkası sağlı solu proje olmuş. Çoktan kaybetmişler birbirlerini aynı evde yaşıyor olmak sadece bir formalite. Yine de bunca şeye rağmen biz Esra’ya bakınca cıvıl cıvıl, neşeli, cana yakın, dışa dönük, aklına geleni söyleyen bir kız görüyoruz. Sanıyoruz ki bu kız hiçbir şeyi içinde tutmaz. Tutmuyor da sustuğu tek yer var acıları. Canını gerçekten yakan şeyler hakkında dilsiz Esra. Ben ailesinin bile bildiğini sanmıyorum bebeğini kaybettiğini. İşte Esra tam bu noktada bir diğer karakterle çok yakın bir yerde duruyor. Çınar ile birbirlerine çok benziyorlar. Aynı sıcakkanlılık, açık yüreklilik Çınar’da da var. Ama onunda bunlar dışında seslendirdiği bir şey yok demek ki o da acılarına susuyor. Üstelik tıpkı Esra gibi sevdiği biri için göstere göstere değil sessizce yapıyor yapacağını. Reklamını yapmaya ihtiyaç duymuyor minnet istemiyor. Ben seviyorum benim kararım diyor. Belki de bu yüzden yaşayacaklarını veya çekeceği acıyı da aynı yüce gönüllülükle kabullenecek. “Benim kararımdı” diyecek. Belki Esra da bu yüzden bu kadar sağlam yaşadıkları karşısında, çünkü evlilikte, bu evlilik için kendimi paralamakta benim kararımdı diyor içinden. Bedelleri de benim. Halbuki bazıları seçimlerinin sonucunda çektiği acının bedelini de karşıdan istiyor. Bak bana yaptıklarına rağmen ceketimi veriyorum diye her şeyin gösterisini yapıyor. Ozan için her ne kadar acı verici ve zor bir süreç olacak olsa da sevdiği için sessizce fedakarlıklar yapan, onu herkese eminim ilerde kendi ailesi dahil herkese karşı koruyacak olan ve en önemlisi yalnız kalmasına, yalnız hissetmesine izin vermeyecek olan Çınar’dan çok şey öğrenecek Ozan. Bu sefer öğretmen Çınar, dersler matematikten daha zor olacak. Yol daha uzun. Hikayeleri henüz Esra’nın yarım kalmış cümlesi gibi. “Ben senin yüzünden…” ne zaman ötesi merak edilir bu yarım cümlelerin bazıları tarafından. Çoktan ciğerini çözdüm zannedilen kadının gözlerine gerçekten bakılır, o yaralar ne kadar derinde bu gülücükler aslında bir şeyi kırk kere söylersen olur niyetiyle mutluluğu arıyor o zaman iyileşiriz belki birlikte. Bana sorarsan yaraları görecek olan ortada onunla devam etmekte hiç yanlış görmem ama Türk dizi tarihinde bu çığırı açacak senarist henüz doğdu mu bilmem😊 Ama sen yine de kalp kırmaya bu kadar hevesli olma Ozan’cım. Çünkü kalp kırmaktan kolay bir şey yok “Bana uzattığın parada benim çocuğumun kanı var…” denir mesela kırılıverir kalbin. Ama bu tuhaf bir hikaye. Çocukluğumdan beri seviyorum diyen adamın paramparça edebildiği. Hiç sevmedim diyen kadının bir türlü kıyamadığı. Böyle olunca insan Esra gibi merak ediyor. Neden sözcüklere bu kadar takıldın yaptıklarının tam tersi olduğunu ağzınla söylerken hem de. AŞK NE Kİ ? Aşk Mantık İntikam 3. Bölüm yazısını okumuş muydunuz? Aşk Avı Başladı Göz atmanızı öneririz Aşk Mantık İntikam Bölüm Yorumları ilişkiyi yıpratmamak adına yapılması gereken eylem "istemesin arkadasim. yanliz kalacaksa da ben yanindayken yanliz kalsin. agdasini da benim yanimda yapsin, tuvaletini de hayret bisey."ciler icin dayak cennetten cikmadir dusturunun gecerli oldugu durum. huzur istemi. bana göre sevgiliden sıkılmakla falan alakası yoktur. sadece iç huzur aranır. bulunursa ilişki daha da güzelleşir, sevgili de mutlu olur kişinin kendisi de. bir insanı sevgili olarak belleme durumunda sık sık karşılaşılan bir hadisedir. oysa ki sevgilisini kedi köpekten seçenlerde var mı böyle bir sıkıntı? hele hele papağan veya muhabbet kuşundan seçenlerde? asla... bunu isteyen sevgili "yanımda değilsin" de der...bkz çelişki gayet normal bir istek, herkes zaman zaman yalniz olmak ister, en sevilen bile fazla gelir o an yaniniza.. bazen tek basina olmak istemek bir ihtiyactir, paranoyak olmaya gerek yoktur. aranızdaki sevgiden ve ilişkinizden eminseniz, gayet olgun ve saygılı bir şekilde kabul edilen, hatta zaman zaman o istemeden "yalnız kalmak isteyebilir" diye düşünülen*; eğer ilişkinizde pürüzler varsa, insanı uyutmayan istektir. yalniz kalma istegi cok sik gerceklesmiyorsa ve yalniz kalmalar bir gun gibi kisa sureliyse normal olabilecek bir istekken; eger cok sik oyle hissediyorsa sevgili ve uzun suren yalnizliklar oluyorsa iliskide, iliskinin son bulacagi ve sevgili artik sevmedigi ihtimali uzerinde durmak gerekiyor malesef. zaman icinde bi sure gorusmeyelim, kararsizim, eskisi gibi hissetmiyorum gibi seyler de duyulabilir sevgiliden. her halukarda sevgiliyi sikmamak, zorlamamak gerekir. eger iliski bittiyse bunu yapmanin zaten bir anlami yoktur; eger gercekten yalniz kalmaya ihtiyaci varsa da iliskiyle ilgili endise edecek birsey yoktur, sadece sevgiliyle ilgili endise etmek gerekir, neye ihtiyaci oldugunu anlamak gerekir. aaahh ah, sevgiliyi anlamaksa ayri bir konudur, zor bir konudur, aci bir konudur... depresyona dalalet bir istek olabilir. dikkatli olunması gerekir gayet insani bir istektir.. burda önemli olan, yalnız kaldığında ne yaptığıdır.. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Tüm dünyayı etkisi altına alan ve ülkemizde de yayılmaya devam eden Kovid-19 salgını, sağlık, ekonomi, iş ve eğitim sektörü ile birlikte bireylerin aile ve özel yaşamını da olumsuz etkiledi. Bu süreç, çiftlerin birbirini daha iyi tanımasına vesile oldu. Bu süreçte evliliklerini sonlandırma kararında artış yaşandı. İstanbul Barosu verilerine göre, 2019 yılında avukat atanan ve boşananların sayısı 5 bin 214 iken 2020 yılında bu sayı 9 bin 394’e yükseldi. Bu dizide pandemide evliliklerin, birlikteliklerin nasıl etkilendiğini, hukukçuların, psikologların, psikoterapistlerin, boşananların ve ilişkileri çatırdayanların gözünden döneminde evde uzun süre vakit geçiren çiftler arasında zamanla anlaşmazlıklar ortaya çıkmaya başladı ve bu da beraberinde boşanmaları getirdi. Bu anlaşmazlıkların ve boşanmaların nedenlerinden biri, çiftlerin bu süreçte birbirlerinin gerçek yüzlerini’ görmesi ve şiddetin artması. Diğer bir neden ise evde kalma sürecinde, yemek, ütü, çocuk bakımı, temizlik gibi işlerin sadece kadından beklenmesi, böylece kadının iş yükünün artması. Son bir yıllık süreçte evin içinde yaşanan bu sıkıntılar, ilişkilerin bitmesine, boşanmaların artmasına neden Barosu Adli Yardım Bürosu verileri de pandemi sürecinde boşanmaların arttığı gösterdi. 2019 yılında büroya başvurup avukat atanan ve boşananların sayısı 5 bin 214 iken 2020 yılında bu sayı 9 bin 394’e yükseldi. Tüm İstanbul Muhtar Dernekleri Federasyonu da pandemi döneminde boşanma tebligatlarında yüzde 20 artış olduğunu öğrendiKarantina sürecinde boşanan adlı kadın “Karantina başladığından beri eşimle sürekli aynı evin içindeydik. Bu süreçte şunu fark ettim. Elinden telefon düşmüyordu ve benden de gizlemeye çalışıyordu. Sonra karantina sürecinin kendisini yıprattığını ve bir süreliğine kafa dinlemek istediğini söyledi. Biliyordum, normal bir kafa dinleme değil. Peki’ dedim. Ancak şüphelendim. Daha sonra banka hesaplarını gördüm ve ciddi harcamalar yapmış. Araba ve pahalı hediyeler alınmış. Kendisini takip ettiğimde de, uzun süredir aldatıldığımı öğrendim. Başka bir kadına ayrı bir ev tutmuş ve araba almış. Karantina süreci olmasaydı bu böyle devam ederdi. Normal bir zamanda ben kendisini işte biliyorum. Sürekli yan yana değildik. Ama dediğim gibi karantina sürecinde sürekli aynı evin içinde olmamız şüphelerimi artırdı.”Hastane diye sevgiliyePandemi sürecinde boşanan “Karantina sürecine kadar iyi giden bir evliliğimiz olduğunu sanıyordum. Ancak karantinada eşimin aşırı sıkıldığını gözlemledim. Normal bir süreç olarak yorumladım. Hastaneyle ev arasında gidip geliyordu. Kendisi bir de kardiolog. Bir süre sonra sürekli hastaneye gitmeye başladı. Hastanenin bana ihtiyacı var’ diyerek sürekli gidiyordu, buna hafta sonu da dahil. Şunu da fark ettim, aslında ben de bu adamla mutlu değilmişim. Bunları düşünürken tesadüfen eşimin aslında hastaneye değil, aynı hastanede çalışan başka bir çalışanın evine gittiğini öğrendim. Hastane diye sevgilisine gidiyormuş. Başka bir eve kira ödemesi yaptığını gördüm. Sorduğumda da itiraz da etmedi. Boşandık.”Bu kadar da olmaz’Pandemi sürecinde boşanan “10 yıllık evliydik. Eşim çok bencil biriydi. Günlük hayatın koşuşturması içerisinde bu bencilliği beni o kadar rahatsız etmiyordu. Ancak pandemiyle birlikte evde geçirdiğimiz üç ayda Ben bu adamla mı evliyim?’ diye defalarca kendime sordum. Bir insan bu kadar ben merkezli ve bencil olamaz. İkimiz de çalışan insanlardık. Pandemi dolayısıyla evden çalışmaya başladık ve şehir dışındaki yazlık evimize yerleştik. Kendi keyfi ve konforu her şeyden önce geliyordu. Evde bir masa vardı ve masanın en güzel köşesine bilgisayarını koymuş, hiç kalkmıyordu. Yere oturarak ders anlatmak durumunda kaldım. Bu durum adamın umrunda bile olmadı. Yaptığı her şey gözüme batmaya başladı ve Bu kadar da olmaz’ dedim ve evliliğimi bitirmeye karar verdim.”Tüm yük üzerimdeydi’Özel bir şirkette yöneticilik yapan “15 yıllık evliliğim pandemi sürecinde bitti. Çocuk bakımı ve ev işlerini yapan bir yardımcımız vardı. Pandemide işi bıraktı. Bu süreçte yeni bir bakıcı da açıkçası istemedik. Eşim de ben de işlerimizi evden yürütüyorduk. Hem çalışıyordum, hem de yemek, ütü ve temizliği yapıyordum. Eşim elini hiçbir şeye sürmedi. Tek bir konuda destek bile olmadı. Tüm yük benim üzerimdeydi. Yaptığı tek şey kendi işiydi ama onun gibi benim de çalıştığım bir iş vardı. İnanın bu süreçte adamdan tiksindim ve ayrılmaya karar verdim.”Pandemi de tuzu biberi oldu’İstanbul’da öğretmenlik yapan “Uzun süredir eski eşimle anlaşamadığımızın farkındaydık. Ancak bu anlaşmazlığa somut olarak ikimizin de gösterebileceği bir şey yoktu. Bir şeyler yolunda gitmiyordu. Pandemide evde kaldığımız süreçte bunun daha iyi farkına vardık. Birlikte mutlu değilmişiz. Evliliğimizin devam etmesinin sebebi belki oğlumuzdu. Pandemin ilk aylarında karşılıklı boşanma kararı aldık ancak mahkeme pandemiden dolayı biraz uzadı ve biz bu karardan sonra belli bir süre yine aynı evde yaşamaya devam ettik. Nihayetinde boşandık.”Birbirlerine tahammül etmiyorlar’Koronavirüs sürecinin sadece fizyolojik değil, psikolojik etkilerinin de söz konusu olduğunu ve bu sürecin ilişkileri de büyük oranda etkilendiğini belirten Psikolog Funda Cansu Gül, şunları aktardı“Pandemi hepimizi olumsuz etkiledi. Bu süreç birçok olumsuz duygunun da yaşanmasına neden oluyor. İnsanlarda, hem depresif duygular hem de strese bağlı olarak çeşitli duyguların yaşandığını görüyoruz. Özellikle kaygı ve endişe durumu uygun yollarla ifade edilmediğinde dönüşebiliyor, yoğun bir öfke duygusunun ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bu da beraberinde tahammülsüzlükleri getiriyor. Uzun süre aynı evin içinde vakit geçiren çiftler arasında da böyle bir tahammülsüzlük söz konusu. Bu süreçte ayrılık ve boşanma gibi kararı alan danışanların sayısında ciddi bir artış olduğunuz söyleyebiliriz. Çünkü çiftler uzun süre aynı evin içerisinde kaldıklarında aslında birbirinden çok farklı olduklarını, aynı düşünmediklerini fark edebiliyorlar. Normal süreçte sorun dahi denilmeyecek konular bu süreçte ciddi sorunlara dönüşebiliyor. Bu da ilişkilerini olumsuz etkiliyor. Ekonomik sıkıntılar, evde sürekli olma herhangi bir sosyal hayatının olmaması bu gerginlik düzeyini artıyor.”Asıl pandemi hafifleyince boşanmalar artacak’Pandemi süreci ile birlikte açılan boşanma davalarında artış yaşandığını ve asıl pandeminin bitmesiyle birlikte boşanmalarda ciddi bir artış yaşanacağına dikkat çeken avukat Gözde Egemen de şunları aktardı“Evlilikte sorun yaşayan eşler sıklıkla boşanma kararını hızlı vermez, genellikle çalışma, çocuklar ve günlük diğer sorumlulukları yerine getirmek için koştururken bu tatsız konuyu bir süre arka plana atmayı tercih ederler. Ancak pandemi ile birlikte pek çok çift uzun süre evde normalde geçirmedikleri kadar birlikte vakit geçirdi. Geçimsizlik, fikir ayrılıkları, sorumluluk almada eşitsizlik gibi var olan sorunlar, bu defa kendisini çok net bir şekilde gösterdi. Tabii bu noktada en büyük problem eşlerin aralarındaki sorunlardan kaçabilecekleri herhangi bir alan olmamasıydı. Üzülerek belirtiyorum ki, evlilikte mevcut fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet sorunları da bu dönemde katlanarak arttı. Pandemi döneminin yarattığı stresle hali hazırda şiddet uygulayan eşler daha fazla şiddet uygulamaya, hatta bugüne kadar şiddet uygulamamış eşler bile şiddete eğilimli olmaya başladılar. Pek çok nedenle boşanma kararını erteleyen şiddet mağduru eşler, bu dönemde şiddetin dayanılamayacak boyuta gelmesi ile boşanma kararı almak zorunda kaldılar. Yine günlük hayatın koşuşturması içinde aldatıldığını fark etmemiş eşler, pandemi döneminde çeşitli bahanelerle evden çıkan, telefon ile sürekli şüpheli görüşme ve mesajlaşmalar yapan eşlerinin kendilerini aldattığını, hatta paralel bir hayatları olduğunu keşfederek boşanma kararı aldılar. Ancak şunu da belirtmek istiyorum, bu zorlu dönemde evliliğinde sıkıntı yaşayan pek çok çift de ekonomik nedenlerle boşanma kararını yine ertelemek zorunda kaldı. Özellikle ücretsiz izin sisteminin devreye girmesi nedeniyle işçiler ve beyaz yakalılar, şirketlerin ödeme güçlükleri sebebiyle ise şirket ortakları finansal belirsizlik dönemine girdiler. Nitekim, nafaka ve malların paylaşımı gibi başlıklar boşanmaya ilişkin önemli ekonomik kalemleri oluşturmakta. Bu nedenle boşanma dava sayılarında asıl ciddi artışın pandemi dönemi koşullarının hafiflemeye başlaması ile ortaya çıkacağını düşünüyorum.”YARIN İlişkisi çatırdayan çiftler ve uzmanlar anlatıyor - Fiziksel aldatmaların yerini online aldatmalar aldı’ - Süreç uzarsa ayrılık kaçınılmaz’ Sayfa içeriği Kafa Dinlemek İle İlgili Sözler, Kafa Dinliyorum Sözleri, Kafa Dinlemek İstiyorum Sözleri, Kafa Dinlemek İle İlgili Komik Sözler, Kafa Dinlemekle İlgili Sözler, Kafa Dinlemek Sözleri Esprili, Kafa Dinlemek Sözleri Resimli, Kafa Dinlemek Sözleri Facebook Çoğumuzun düşüncesinde yer bulur; insanlardan telefonun çekmediği internetin olmadığı doğa ile iç içe bir yerde biraz kafa dinlemek istemek. Artık her şeyin teknoloji ile oluşmaya başlaması, stres ve şehrin gürültüsü insanı iyice bunaltıp huzursuz ediyor. Bazen bunlardan uzaklaşıp kafa dağıtmak gerekiyor. Kafa Dinlemek İle İlgili Sözler Kafa dinlemek için öyle fazla bir hazırlığa gerek yok; bir bardak demli çay yeter. Uzaklaşmak gerek şehrin gürültüsünden insanlarından, biraz kafa dinlemek, kendine zaman ayırmak için. Seni sensiz de yaşayabiliyorum. En azından kafamı dinliyorum. Kafamı dinliyorum döneceğim. Canınız mı sıkıldı, kafa dinlemek, rahatlamak mı istiyorsunuz o zaman kapatın telefonları kesin dünya ile iletişiminizi atın kendinizi doğanın ortasına. Gözlerim kapalı kafamı dinliyorum; sonra ordan bir ses çöpleri atmayı unutma. Her şeyden ve herkesten uzaklaşıp kafa dinlemek ne güzel bir şeymiş. Resmen yeniden doğmuş gibiyim. Yakında mutluluk içimizde diye dolaşacağım. Huzuru bulmak istiyorsan insanlardan uzaklaş biraz kafanı dinle. Ne para ne teknoloji sadece ama sadece biraz kafamı dinlemek istiyorum. İnsan sessiz kalmak ister bazen; düşüncelere dalmak ister, kafa dinlemek ister, öylece bakmak ister gökyüzüne yürüyüp kaybolmak ister. Uçsuz bucaksız yerlerde kendiyle baş başa kalmak ister. Biraz sakinlik, biraz huzur ister. Tam biraz dinleneyim diyorum kafamın içinden bir ses hadi kalk diyor kim o acaba? Dünya kafa dinlemek için fazla kalabalık bir yerdi. İnsanın kafa dinlemek için kendine ait bir evi olması kadar büyük şansı olabilir mi? Sevdiklerini davet edebileceği ama istediğinde yalnız kalabileceği bir ev. *Buket Uzuner* Kafamı dağıttım şimdi bir araya toplayamıyorum. Kış mevsimi, okumak, müzik ve kafa dinlemek içindi! *Ayşe Kulin* Bazen uzak kalmak iyidir muhabbetten kalabalıktan sözlerden, kafa dinlemek lazım gelir bir mağarada bir kuyuda ya da balığın karnında; öyle uzak öyle sessiz… Hiç kimseyi dinlemeyen birsi kendi kafasını da dinleyemez. Bu memlekette azıcık kafa dinlemek için hapishaneye düşmek, hastaneye yatmak veya ölmekten başka çaremiz kalmadı. *Bülent Akyürek* Uzun yolculuklar lazım bize, sayısız kitap, huzurlu bir yalnızlık ve bitmeyen kahve, yeşilinde kafa dinlemek lazım ağaçların. Hayatımın merkezinde ol ama her anımda olma bende insanım kafa dinlemek gerekir bazen. Biraz daha uzaklaşıyorum her şeyden, kafa dinlemek ve bazen kendini yalnız hissetmek gibisi yok. Uzaklaşmak gerek şehrin gürültüsünden, insanlarından biraz kafa dinlemek kendine zaman ayırmak için.

kafa dinlemek istiyorum diyen sevgili