TC. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI. ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ. 0-72 AY MOTOR GELİŞİM. Ankara, 2015. Bu modül, mesleki ve teknik eğitim okul / kuramlarında uygulanan Çerçeve Öğretim Programlarında yer alan yeterlikleri kazandırmaya yönelik olarak öğrencilere rehberlik etmek amacıyla hazırlanmış bireysel öğrenme materyalidir.
Budönemde çocuk yapacağı etkinlikler ne kadar çok ve bilinçli hazırlanmışsa, bir o kadar hareket becerisi kazanımı çoğalır. Sporla İlgili Hareketler Dönemi: (7-12 Yaş) İlkokul çocukları, yeni beceriler kazanmaktan çok daha önce kazandıkları temel becerileri daha akıcı ve doğru olarak ortaya koyarlar.
Ergenlikçağının ilk belirtileri kızlarda 10-11 yaş, erkeklerde ise 11-12 yaş arasında ortaya çıkar. Ergenlik dönemine girişle birlikte büyüme hızlanır. Bu, kızlarda erkeklerden daha önce olur. Ortalama olarak kızlar 11-12 erkekler ise 13-14
anneninyaşı, fiziksel ve duygusal durumu, beslenmesi, kullandığı ilaçlar, zararlı maddeler, dış çevreden kaynaklı etkenler, bireyin fiziksel gelişimini etkileyebilmektedir. Bebeklerin dünyaya geldiklerinde boyları, ortalama 48-53 cm civarındadır. Okul çağındaki çocuğun ortalama ağırlığı, 13-26 kg arası, lise
Konuşmagecikmesinin nedenleri. Konuşma gecikmesi çocuğun yaşıtlarına kıyasla dil gelişiminde yetersizlik olması durumudur. Konuşmanın akıcılığı, içeriği, kelime dağarcığında önemli derecede yetersizlik vardır. Çok yaygın olan konuşma gecikmesi erkek çocuklarda kız çocuklarına kıyasla 3-4 kat daha sık rastlanır.
Fast Money. 6-9 Yaş Gelişim Özellikleri Fiziksel – Motor Gelişim Bu yaş çocukları çok hareketlidir, enerjileri çok fazladır. Eğer bu enerji olumlu ve amaca uygun olarak kullanılamazsa, rahatsız edici düzeyde hareket halinde olma, kalem ısırma, tırnak yeme gibi yollarla dışa vurabilir. Öğretmenlerin derste sık sık aralar vererek, birçok çalışmayı çocuklara yaptıracak şekilde planlamaları sıraları değişik biçimde düzenlemek, kalem, kağıt gibi ders araçlarını dağıttırmak vb., sınıf içindeki hareketliliğin daha amaca yönelik ve işlevsel kullanılmasına yardımcı olabilir. Evde ise fiziksel hareketi kısıtlayıcı aktiviteler yerine, enerjilerini yapıcı şekilde dışa vurabilecekleri etkinlikler düşünmekte yarar olabilir. Ev ortamının buna uygun düzenlenmesi, anne babayı sürekli “dur, yapma, koşma, dikkat et…” gibi uyarılarda bulunmaktan kurtarabileceği gibi, çocuğu da “yaramaz” etiketinden koruyabilir. Örneğin evde eğer varsa, uzunca ve mümkün olduğunca boş dantel örtülü fiskos masalarından, telefonun durduğu kocaman sehpalardan, üstü ve içi biblo dolu ne işe yaradığı kimse tarafından anlaşılamayan gümüşlüklerden vs. arındırılmış bir koridor, bu yaş çocuğunun fiziksel enerjisini kimseye sıkıntı vermeden dışa vurabileceği uygun bir mekan olabilir. Burada asılı bir basket potasına atışlar yapabilir, bisikletiyle turlayabilir, bir uçtan bir uca zaman tutarak koşabilir, arabalarıyla yarışlar yapabilir, bebeklerini gezintiye çıkarabilir, evdeki basit eşyaları kullanarak çiftlik kurabilir, çadır kampı yapabilir, hayal gücü ve enerjisini dilediğince serbest bırakabileceği bir ortamın keyfini yaşayabilir. Bu yaş çocuklarının dinlenmeye ihtiyaçları vardır. Fiziksel ve zihinsel çalışmalarda kolayca yorulurlar. Okulda derslerin bir hareketli ders ortamı, bir sakin ders ortamı olarak düzenlenmesi onların dinlenmesine fırsat yaratabilir. Aynı biçimde evde de dinlenmeleri için fırsatlar yaratmak uygun olur. Özellikle ödev yapma işinin kabusa dönüşmesini engellemenin bence birinci şartı, çocuğun “çocuk” olduğunu unutmamaktır! Onlara “küçük memur” muamelesi yapmak, evde gereksiz ve çözümsüz çekişmelere yol açacağı gibi çocukluklarına da yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Çalışan ebeveynler için çocuklarını tam gün bir okula vermek ya da okuldan sonra etüd salonlarına yazdırmak kaçınılmaz bir seçim olabilir. Bu durumdaki anne babalara, sabah sizinle birlikte evden çıkıp akşam sizinle birlikte eve dönen, örneğin yedi yaşındaki, çocuğunuzun sizden daha fazla bunalmış ve dinlenmeye gereksinimi olduğunu hatırlatmak istiyorum. Sadece onların dinlenme şekilleri farklıdır. Siz televizyon karşısında ayağınızı uzatarak oturmakla veya gazete okumakla yani pasif fiziksel aktivitelerle dinlenmeyi tercih ederken, çocuğunuz hoplayıp zıplayarak, oyuncaklarını ortaya dökerek dinlenmeyi isteyebilir. Ona çizgi film izleyebileceği, oyun oynayabileceği serbest zamanlar tanımak okul uyumunu da kolaylaştırabilir. Örneğin eve geldiğinde hiç başından kalkmadan iki saat ders çalışmasını istemek yerine, yarım saatlik periyotlarla ve mümkünse gecede en fazla saat ders çalışma süresi planlamak yararlı olabilir. Bu yaş çocuklarının büyük kas gelişimi, küçük kas gelişimine oranla daha iyidir. Kalem tutmak ve buna benzer etkinlikler, küçük kas gelişimidir. Öğrencilere, özellikle ilk sınıflarda çok fazla, uzun süren yazma ödevleri verilmemesi uygun olabilir. Küçük kas gelişimini hızlandırmak için, örneğin evde resim yapma çalışmaları yararlı olabilir. Logo türü oyuncaklar hem dikkat üzerinde hem de kas gelişimi üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Kesip yapıştırma etkinliklerinin de küçük kas gelişimine yararlı etkisi olabilir. Evde rahat bir ortam hazırlayarak, çocuğunuzun hayal gücünün ve kas sisteminin gelişimine katkıda bulunabilirsiniz. Hele bir de duvardaki bir panoda eserlerini sergileme olanağı tanırsanız, bu onun için çok zevk aldığı bir aktivite haline gelebilir. Zorlayarak onu bıktırmanın ters tepeceğini hatırlatmaya gerek görmüyorum! Bu yaş çocukları küçük harfleri ve nesneleri görmede zorlanabilirler. Öğretmenlerin sınıf içi çalışmalarda tahtayı kullanırken dikkatli davranmaları ve ayrıca göz bozukluklarına karşı hassas olmaları önerilir. Eğer çocuğunuz özellikle okulun ilk yılında okuma güçlüğü çekiyorsa, aklınıza gelmesi gereken ilk şey bir göz muayenesi olmalıdır. Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak örneğin öğretmencilik oyununda hem de kalem tutma ve yazı yazma becerisinin gelişimine katkıda bulunacak bir araç olabilir. Kendisi için yeterli büyüklükte yazı yazma olanağı tanıması açısından da yararlıdır. Bu yaşlarda çocukların fiziksel etkinlikleri çok fazladır. Hiç durmazlar, ancak bu hareketlilik sırasında etraftaki tehlikelerin çok fazla farkında olmayabilirler. "Kaza" oaranının en yüksek olduğu düzey 3. sınıf olarak belirtilmektedir. Bu yaş çocuğu kendini zararlı aktivitelerden koruyamayabilir. Bunun bir sebebi, tehlikeyi farkında olmayışı diğer sebebi ise kas kontrolünün zayıf oluşudur. Ev ortamının mümkün olduğunca fiziksel olarak çocuğa zarar verebilecek eşyalardan köşeli cam sehpalar, yüksek eşikler, kapanmayan dolap kapakları, takılabileceği büyük vazo ya da saksılar vs. arındırılmış olması kaza riskini azaltabilir. Ama düşüp yaralanmadan büyüyen bir çocuk olduğunu da sanmıyorum! Kemik gelişimi henüz tam tamamlanmamıştır, Kemikleri kolayca çatlayabilir. Özellikle beden eğitimi etkinliklerinde bu nokta çok önemlidir. Spor etkinliklerinde çok sert olanların seçilmemesi karete, judo vs. ya da en azından 10 yaştan sonraya ertelenmesi uygun olabilir. Örneğin yüzme, bale, folklor, dans, atletizm gibi daha yumuşak ve kemik gelişimine olumlu katıları olabilecek sportif etkinlikler seçilebilir. Beslenme konusunda da dikkatli olmak yararlıdır. Sosyal – Duygusal Gelişim Arkadaş seçiminde daha titiz olmaya başlarlar. 1-2 tane iyi ve sürekli arkadaşları olabilir, düşmanları da sevmedikleri ! Sırdaş olmak çok önemlidir, ancak çok iyi sır sakladıkları söylenemez. Özellikle okul uyumunda arkadaşlarının rolü büyüktür. Okulda arkadaş ilişkileri iyi gidiyorsa, okulu oldukça severler ama ilişkilerinde ters giden bir şeyler varsa okula gitmek istemeyebilirler ya da gönülsüz giderler. Arkadaşlarının düşüncelerini çok önemserler ama ilişkileri için verdikleri kararları çabuk unuturlar. Bu noktada anne baba olarak verdiği kararı hatırlatmak ya da öğütler vermek yerine, etkin dinleme yöntemini kullanarak kendi çözümlerini üretmesine fırsat tanımak yararlı olabilir. Yetişkinler kadar tutarlı ve sabit ilişkileri olmasını ummak, yaşlarına uygun düşmeyen ve gerçekçi olmayan bir beklentidir. Küçük grup oyunlarını severler, ancak bu devrede moral ahlaki gelişim yönünden kuralları kesin ve değişmez olarak algıladıkları için, grup oyunlarında kuralların değiştirilmesine az da olsa tepki verirler. İki kişi oynarken herşey yolundayken ortama üçüncü birinin girmesi işleri karıştırabilir. Burada daha çok birinci tercih olamama kaygısı hakimdir. Bu yaş çocuklarının hemen hepsinde arkadaşları tarafından ilk tercih edilen kişi olma isteği vardır. Üç ya da daha fazla kişinin olduğu oyun gruplarında, lider olan kişiyi çekememe, onun koyduğu kurallara isyan etme ama bunun yanında onunla arkadaş olmaktan vazgeçememe gibi çelişik içerikli ilişkiler yaşayabilirler. Kuralların ya bozulmaması ya da sadece kendileri tarafından değiştirilmesi gibi egosentrik bir yaklaşımları vardır. Bu daha çok, henüz kendini değerlendirme becerisine sahip olmayışlarından kaynaklanır. Çocuklarla çalışan bir psikolog olarak, bu dönemde arkadaşlık ilişkilerine çok yoğun ama etkisi kısa süren anlamlar yüklediklerini söyleyebilirim. Bu yüzden siz anne babalara, içeriği sık sık değişen arkadaş sorunlarına adapte olmanızı öneririm. Kavgaları, münakaşaları sık sık olur. Bu yaşlarda erkek çocukların fiziksel saldırganlığı, kız çocukların ise sözel saldırganlığı daha çok yeğlediği gözlenir. Birbirlerine karşı oldukça acımasız eleştiri ve davranışları olabilir. Çok radikal kararlar verip, bunları uygulamaktan derhal vazgeçebilirler. İçinde bulundukları grupta prim yapan davranışları fark edip benimseyebilirler ve bunlar gerçekten çok acımasız olabilir. 7 yaş grubunda bir öğrencinin, babasının şehit olmasından kaynaklı hayli yoğun bir arkadaş baskısı yaşadığını deneyimlerimden aktarabilirim. Arkadaşları babası yok diye kendisiyle dalga geçiyor ve “piç” lakabını kullanıyorlardı. Bu sözün yarattığı etkiyi farkında olduklarını ama anlamını bilmediklerini düşünürsek, kızmak ya da yasak koymak yerine anlayabilecekleri ve kabul edebilecekleri bir çözüm üretmenin gereği tartışılmazdır. Acımasızlıkları ve gruba uyumları işte bu noktalara varabilir! Bu yaş çocuğu eleştirilere karşı çok hassastır. Özellikle İlkokul öğretmeni onun hayatındaki en önemli kişilerden biridir. Ondan gelecek destek ve övgü çocuk için çok önemlidir. Bu yaş, çocuğun kendini kolayca “üretken” veya “beceriksiz” hissedeceği bir devredir. Öğretmenin mümkün olduğunca destekleyici olması uygun olabilir. Evde ise becerileri ve iyi yapabildikleri üzerinde daha fazla durarak, eksiklerini kapatması yönünde motive edilebilirler. Bu yaş çocuğu kolayca motive olur, kaba tabiriyle gaza gelir. Yapması istenen şeyin, sadece nasıl söylendiği önemlidir. Hemen heveslenir ama bu hevesi kısa sürer. Sık sık çabasının ve ürünlerinin ödüllendirilmesi, takdir edilmesi gerekir. Başarısızlıktan, tıpkı bizler gibi, hoşlanmazlar. Sürekli başarısızlıkları yüzlerine vurulursa, kolayca düşük benlik saygısı geliştirebilirler. Mutsuz hissederler ve motivasyonları düşer. Başarısızlık, kaçınılması olanaksız bir kader gibi görünebilir gözlerine ve çabalamaktan vazgeçebilirler. Bu noktada anne babanın hassas davranması gerekir. Eksik ve zayıf yanlarının görmezden gelinmesini önermiyorum ama bunların nasıl iletildiği çok önemlidir. Kırgın, kızgın, hayal kırıklığına uğramış ve ümitsiz bir yaklaşım çocuğu o konuya küstürebilir. Yüksek bir beklenti ise üzerinde yoğun bir baskı hissetmesine ve denemeden vazgeçmesine sebep olabilir. Bunun yerine anne babanın başarısızlıklarda bile olumlu birşeyler bulmaya çalışması ve onu yüreklendirmek, geliştirmek için nasıl bir yardımda bulunabileceği sorunu kendine yönelterek işe başlaması yararlı olabilir. Hatta bu soruyu direk çocuğa sormak, kişilik gelişimi adına son derece yapıcı bir davranıştır. Bu yaştaki çocuklar, öğretmenlerini mutlu etmek için hemen herşeyi yapmaya hazırdırlar. Öğretmen çeşitli etkinlikler yoluyla hem öğrencileri hareketli kılar, hem de öğrenciler öğretmeni mutlu etmekten memnunluk duyarlar. Anne babanın, öğretmeni rakip olarak görmesi ya da onun söyledikleri desteklemez bir tavır takınması, çocuğun ebeveynlerine olumsuz hissetmesine yol açabilir. Öğretmeninin yaptığı bir şeyi hiç onaylamasanız hatta öfkelenseniz bile, bu konuyu çocuğun olduğu ortamda konuşmamanızı öneririm. Artık 6 – 9 yaşlarındaki çocuk, karşısındaki kişilerin duygularına karşı da daha hassastır. Özellikle yakın çevresini “hayal kırıklığına uğratmaktan” çok korkar. Onun davranışlarına karşı hissettiklerinizi “ben dili” ile iletmek bu noktada çok önemlidir. Aile içinde olan biteni izlemeye başlar ve gerginliklerden uç sonuçlar çıkarabilir. Örneğin anne babasının basit bir tartışmasını boşanmayla sonuçlanabilecek trajik bir olay olarak algılayabilir hele bir de arkadaşları arasında anne babası boşanmış olanlar varsa!. Kendisine suçlanma payı çıkarıp, kaygı duyabilir. Bu yaşlarda duygusal şantaj ya da baskılar kişilik gelişimini çok olumsuz etkiler. Kişiler arası ilişkilerde güvensiz, başkalarını kırmamak için kendini ifade etmekten çekinen, fazla verici kişiliklerde, genelde bu yaşlara özgü “sevdiklerine hayal kırıklığı yaşatma korkusu”nun ebeveynlerce desteklendiğine rastlanmaktadır. Anne babalara, çocuğun taşımakta güçlük çekeceği düzeyde beklentilerden uzak durmalarını ve duygusal şantaja çok işe yarasa bile asla başvurmamalarını öneririm. Bilişsel Gelişim İlkokul çocuklarının öğrenmek, üretmek için güdüsü çok fazladır. Öğretmene ve anne babaya düşen, bu güdüyü en iyi biçimde değerlendirmeye çalışmaktır. İlgi çekici, renkli ve kolay izlenebilen materyallerle çocukların bu ilgileri desteklenebilir. Ürettiklerini beğenmek ve ödüllendirmek ise anne babanın asli görevidir! İlkokul çocukları, konuşmaya, tekrarlamaya çok meraklıdır. Yazmaya ilgi ve merakları daha azdır. Bu yaş çocuklarını sınıfta öğretmenin, evde anne babanın sık sık sıraları geldiğinde konuşmaları ve sıralarını beklemeleri konusunda uyarması gerekir. Özellikle yoğun geçen bir iş gününün ardından çocuğunuzu dinlemek çok güç olabilir ama son bir çabayla ona zaman ayırmaya çalışmanızı öneririm. Aktif olarak ona ayıracağınız sadece yarım saat bile, onun bu gereksinimini karşılamaya yetebilir. Unutmayın birlikte geçirilen zamanın niteliği niceliğinden çok çok daha önemlidir! Bu yaş çocukları,aynı zamanda şikayet etmeyi de çok severler. Bu onların moral ahlakigelişimde kuralları katı bir biçimde algılamalarından ve davranışın ardındaki niyeti henüz dikkate alamamalarından kaynaklı olabilir. Ayrıca çok sevdikleri öğretmenlerinin, anne babalarının dikkatlerini çekmek ya da kıskançlık gibi nedenlerle de bu davranışı gösteriyor olabilirler. Ama gerçekten sıkıntıları olabileceğini de gözardı etmemek gerekir. Sonuçta sebep ne olursa olsun, sizden destek istediğinin bir göstergesidir bu şikayetler. Ancak bunları çok fazla ödüllendirmenin, şikayet etmeyi genel bir davranış kalıbı haline getirmesine yol açabileceği olasılığını da unutmayın! Bu yaş çocukları somut düşünme döneminde oldukları için, çoğunlukla görerek ve yaparak öğrenirler. Bu nedenle söylediklerinizden çok davranışlarınızın önemli olduğunu unutmayın! Sözcükler ve dolayısıyla konuşma soyuttur. O sizin davranışlarınızı öğrenir. Bana başvuran anne babalara, yüzlerce kez konuştukları halde çocuklarının hala aynı davranmaya devam ettiğinden şikayet ettiklerinde, bunun somut dönemin bir özelliği olduğunu anlatıyorum. Yani çocuğunuz sizi dinlemiyor ya da önemsemiyor değil ama zihinsel gelişim olarak konuşmanızı bir başka zaman, olay ve mekana taşıyamıyor. Konuşmaları, o olaya, o zamana ve o mekana özgü olarak değerlendirebiliyor. Çok benzer olaylarda bile ilişkilendirme ve bilgiliyi transfer etme becerisinden henüz yoksun olduğu için, saatlerce konuşmak yerine, doğruyu somut olarak göstermek onun için çok daha anlaşılır. Örneğin küçük bir yalanını yakaladığız ve saatlerce “yalan söylemenin” nasıl da kötü bir davranış olduğunu örneklendirerek anlattığınızı, ardından çalan telefona onun cevap vermesini ve sizin için “evde yok” demesini istediğinizi düşünelim. Bu durumda, çocuğunuz “yalan”ın ne kadar kötü ve kaçınılması gereken bir davranış olduğunu değil, gerektiğinde başvurulabilecek bir davranış olduğunu öğrenir. Önerilen kaynaklar Elkind, D. 1974. A Sympathetic Understanding of the Child Birth to Sixteen. Allyn & Bacon Boston. Flavell, J. H. 1985. Cognitive Development. Prentice-Hall. Hall, E., Lamb, M. & Perlmutter, M. 1982. Child Psychology Today. Random House Mussen, Canger, & Kagan J. 1974. Child Development and Personality. Harper International Edition. Yavuzer, Haluk 1993. Çocuk Psikolojisi. Remzi Kitabevi İstanbul. 9-12 Yaş Gelişim Özellikleri Fiziksel – Motor Gelişim Bu yaşlarda erken gelişen kız ve erkek çocuklar, ergenlik çağı gelişim özelliklerini göstermeye başlarlar. Bu, onlarda çok çeşitli fiziksel ve hormonal değişikliğe yol açabilir. Dış görünüşlerine önem vermeye başlarlar. Ayna karşısında geçirilen zamanlar artar, özellikle saçlara ekstra önem verilir. Kişisel temizlik, giysiler daha sonraları önem kazanır. Bu devredeki öz bakım, tam anlamıyla halk arasında “altı kaval, üstü Şişhane” şeklinde tanımlanan duruma uyumludur. Kız çocuklarında menstürasyon kanamaları başlayabilir ya da buna hazırlık olarak çeşitli kas spazmları yaşanabilir. Erkek çocuklarda ergenlik belirtileri daha geç ortaya çıkmakla birlikte, vücut hormonal olarak kendini adolesan döneme hazırlamaya başladığından, büyüme hızlanır. Kemiklerin hızlı sbüyümesinden kaynaklı eklem ağrıları görülebilir. Bu dönemde çocukların kendilerini nelerin beklediğini bilmelerinde yarar vardır. . Anne baba çok detaya kaçmadan, çocuklarına bunların doğal gelişimin bir parçası olduğunu anlatmaya başlamalıdır. Boy, kilo gibi fiziksel unsurlar önem kazanır ve bunlarla ilgili kaygılar yaşanabilir. Bu konulara gerekli ilgi gösterilmeli ve destek olunmalıdır. Örneğin uygun bir beslenme düzeni, basketbola yöneltme gibi somut çözümler düşünülebilir. Bu gelişimlere bağlı olarak, cinsel farklılıklara, karşı cinse ve genelde sekse karşı ilgi ve soruları artar. Seksi “ayıp” olarak kabul edip, “tabu”laştırmak, ilgilerinin bu konuya fikse olmasına yol açabileceği gibi bilgiyi uygun olmayan kaynaklardan aramaya yönelmelerine sebep olabilir. Cinselliğin konuşulmasının yasaklanması, çocuğunuzda yetişkinlik döneminde cinsel işlev bozukluğu gibi travmatik sonuçlara yol açabileceği gibi, uygun olmayan ilişkiler yaşamasına zemin hazırlayabilir. Bu yüzden bu konudaki merakının giderilmesinde yarar vardır. Ancak cinsel ilişkinin sembolize edilerek açıklanması yararlıdır. Çok direk ve somut bilgiler çocuğa kabul edilmesi güç ve anlaşılmaz gelebilir. Bu dönemde sizin “yatak odasında” neler yaptığınızı merak ettiklerini ve gözlerinin üzerinizde olduğunu unutmayın! Küçük kasları iyi gelişmiştir. Resim, el işleri, müzik vb. çeşitli etkinlikler okulda ders programına katılıp öğrencilerin yaratıcılık, üretme güdüleri ve yönleri geliştirilmelidir. Bu dönemde resim, seramik vb. kurslar çok ilgilerini çekebilir. Ayrıca evde ilgileri doğrultusunda aktiviteler için uygun ortam yaratılması, yeteneklerinin ortaya çıkmasına ve gelişmesine katkıda bulunabilir. Dikiş, enstrüman çalma, kumaş boyama, maket yapma, örgü, patchwork, tamirat, üç boyutlu puzzle yapma gibi ilgisini çeken etkinliklerde desteklenmesi ilgi alanlarını genişletebileceği gibi, ileride çok işine yarayacak temel becerileri de edinmesine yol açabilir. Sosyal – Duygusal Gelişim Bu yaş çocuklarının davranışlarının, değerlerinin oluşmasında arkadaşları çok önem kazanmaya başlamıştır. Bir gruba ait olma bilinci oluşmaya başlamış ve ait olduğu grupta tercih edilen biri olma arzusu önem kazanmıştır. Grup normları daha fazla önemli ve katıdır. Grup kurallarına uymadığı koşulda dışlanma tehlikesiyle yüzyüze gelebilir ve bu onu çok kaygılandırır. Arkadaşlarına daha fazla anlam yükler ve kaybetmekten daha fazla korkar. Bu yaşlarda arkadaşlar, sadece oyun oynanan kişiler değillerdir. Sosyal destek alınabilecek, ortak ilgileri olan, sırların paylaşıldığı, bireysel kararlarda etkili bir grup arkadaşlığı oluşmaya başlamıştır. Artık üç ya da daha fazla kişiden oluşan grupları ikili ilişkiye tercih ederler. Arkadaşlık ilişkilerinden beklentileri yüksektir, hem sosyal alanda destek beklerler hem de entellektüel düzeylerine uygun bir paylaşımı arzularlar. Bu dönemde telefon trafiğinde gözle görülür bir artış olur. Anne babalara telefonları engellemeye çalışmak yerine, çocuklarının odasına bir telefon koymalarını ve artan faturalar konusunda hazırlıklı olmalarını öneririm! Ayrıca bu dönemde denetleniyor duygusunu yaşatmadan, çocuğunuzun arkadaşlarını tanıma konusunda istekli davranmanızı öneririrm. Onun önerdiği arkadaşlarıyla tanışmayı reddetmek, bir zaman sonra siz arzulasanız bile, onun nasıl bir çevre içinde olduğunu göremeyeceğiniz anlamına gelebilir. Başkalarının duygularını anlama ve paylaşma artar. Sadece söylenenleri değil, artık vücut dilini anlamaya da başlar. Karşısındakinin bakışlarındaki anlama daha duyarlıdır, yüz ifadesini okumaya daha fazla çaba harcar. Bu dönemde olayları sadece kendi boyutundan değil, karşısındaki kişinin bakışıyla da görmeye çalışma çabası vardır. Oniki yaş civarında egosentrik yaklaşım yavaş yavaş yerini daha hakça bir bakış açısına bırakmaya başlar. Haklı olandan taraf olma erdemli bir davranış olarak algılanır. Bilişsel gelişime paralel olarak, insan ilişkilerinde daha felsefik bir bakış açısı geliştirebilirler. İnsan ilişkileri daha karmaşık gelmeye ve üzerinde düşünmeye değer olarak algılanmaya başlar. Yaşıtlarının çok önem kazanması, ortama göre, çocuk suçluluğunun kolayca ortaya çıkmasına da bir neden oluşturabilir. Çocuk, olumlu özelliklere sahip yaşıtlarından oluşan bir grubun üyesiyse, arkadaşlarından olumlu yönde; aksine olumsuz olarak nitelenebilecek özelliklere sahip bireylerden oluşan bir grubun içindeyse, arkadaşlarından olumsuz yönde etkilenebilir. Bu durumda sizin arkadaşlarından hiç olmazsa bir bölümünü tanıyor olmanız, onun etkilenme şeklini izleyebilmenize yardımcı olabilir. Size göre onu olumsuz yönde etkileyecek arkadaşlık ilişkilerine sahipse bile, bunu direk olarak çocuğunuza söylemeniz ve hoşlanmadığınız kişilerle arkadaşlığını kesmesini istemeniz, sizin için “beni anlamıyor” diye düşünmesine ve öfkelenmesine yol açabilir. Ayrıca denetlenme, kontrol edilme, yönetilme, zorlanma bu yaş döneminde isyan yaşatabilecek duyguların başında gelir aslında bu duygular tüm yaşlarda kişinin kötü hissetmesine yol açar sanırım. Ne dersiniz?. Bu noktada onu uzaktan izlemek ve yardıma gereksinimi olduğunda farkedip destek vermek, anne baba olarak yapabileceğiniz en iyi şeydir bence. Destek verme şekli, sizin kişilerarası tarzınıza, çocuğunuzla ilişkinizin niteliğine, yaşanan güçlüğün özelliğine göre değişecektir kuşkusuz. Bu yüzden insan ilişkilerinde reçete vermek benim profesyonel olarak yapmayı reddetttiğim ve doğru bulmadığım bir yaklaşımdır. Her sorun, kendine özgüdür ve kendine özgü çözümü vardır. Bu noktada iletişim becerileri konusunda kendinizi gözden geçirmenizi ve eğer gerekli görürseniz yeni davranış biçimlerini repertuarınıza eklemenizi önerebilirim. En iyi destek, sevgidir. Sevginizi davranışlarınızla destekleyip sunarsanız, çocuğunuza sizden uzaklaşmadan arkadaşlarına yönelmesi için fırsat tanımış olursunuz. Davranış problemleri bu yaşlarda, özellikle erkek çocuklarda, en yüksek düzeydedir. Fiziksel kavgalar, yaralanmalar görülebilir. Eğer çocuğunuz, seçtiği kişelerce tercih edilmeme gibi bir sorun yaşıyorsa, bu mutsuzluğunu fiziksel ya da sözel saldırganlıkla dışa vurabilir. Bu noktada onun sosyal becerilerini geliştirmesine destek olmakta yarar olabilir. Öncelikle yaşanan güçlüğün nedenini anlamaya çalışmakla işe başlamak gerekir. Onun toplumda kendini kabul ettirmek için kullanabileceği bazı nitelikler kazanmasına yardımcı olunabilir. Yeteneği olan alanı farkedip desteklemek örneğin müzik, resim, spor gibi alanlarda kendini yetiştirme olanağı tanımak, yaşıtlarıyla birarada olabileceği ortamlar yaratmak çeşitli ders dışı kurslar gibi, duygusal sıkıntılarını sizinle paylaşma serbestliği tanımak gibi yöntemler düşünülebilir. Eğer davranış sorunları başedebileceğinizin çok ötesindeyse, bir profesyonele danışmanızı öneririm. Bir çocuk psikoloğu ya da psikiyatristinden yardım alabilirsiniz. Bu dönem, dikkat ve konsantrasyon bozukluğu ya da hiperaktivite gibi sorunların tedavisi için son fırsattır. Bu tür bir şüpheniz varsa zaman geçirmeden klinik bir inceleme için harekete geçmeniz son derece önemlidir. Bilişsel Gelişim Ders ve belli yeteneklerde cinsiyet farkları görülmeye başlar. Kızlar okuma, yazma ve genelde sözel yeteneklerde; erkekler ise şekil - uzay ilişkileri ve mekanik yeteneklerde daha başarılı olurlar. Bu dönemde erkek çocuklarda yoğun bir araba kullanma merakı gözlenebilir. İlgilerinin desteklenmesi çok önemlidir. Ancak çok çeşitli uyarıcılarla hem ilgi alanları çeşitlenebilir, hem de becerileri gelişebilir. Bu nedenle kız ya da erkek çocuk ayrımı yapmaksızın eşit olanakları sunmak ve kendi seçimlerini kullanma hakkı tanımak yararlı olabilir. Bu devrenin sonuna doğru artık çocuklar soyut düşünme dönemine girerler. Çeşitli seçenekleri görebilme ve hipotetik düşünme yönünden gelişirler. Soyut düşünme becerisinin pekçok yansıması olur. Örneğin sosyal ilişkilerinde daha önce sözünü ettiğim gibi, çok yönlü ve felsefik bir bakış geliştirebilirler. Özellikle fen bilimlerine olan ilgileri araştırma ve parçaları birleştirme konusunda hevesli olmalarına zemin hazırlayabilir. Bilgisayar, matematik, fizik, kimya gibi konulara ilgi ve yeterlilikleri artar. Tarih, sosyoloji, felsefe gibi alanlarda düşünmekten hoşlanabilirler. Parçaları birleştirme, bir olayın altında yatan nedenleri bulmaya çalışma gibi konular ilgilerini çekebilir. Yaratıcılık ve üretkenlikleri artar. Deney yapmaktan ve doğa ile ilgili gözlemlerden hoşlanabilirler. Düşünme ve olayları algılama biçimleri giderek yetişkinlere benzemeye başlar. Artık onunla yaptığınız konuşmalar daha doyurucu ve geleceğe yansımaları olabilecek tarzda gerçekleşebilir. Yani konuştuklarınız orada kalmaz, üzerinde düşünür ve doğru bulduğu parçalarını uygulamaya çalışabilir. Önerilen kaynaklar Elkind, D. 1974. A Sympathetic Understanding of the Child Birth to Sixteen. Allyn & Bacon Boston. Flavell, J. H. 1985. Cognitive Development. Prentice-Hall. Hall, E., Lamb, M. & Perlmutter, M. 1982. Child Psychology Today. Random House Mussen, Canger, & Kagan J. 1974. Child Development and Personality. Harper International Edition. Yavuzer, Haluk 1993. Çocuk Psikolojisi. Remzi Kitabevi İstanbul.
EĞİTİCİ OYUNLAR ÜYELİK AVANTAJLARI UZMAN GÖRÜŞLERİ Bebek GelişimiBeslenmeUyku EğitimiTuvalet EğitimiÇocuk GelişimiÇocuk EğitimiKonuşma GelişimiGelişim SorunlarıSağlıkHamilelikKoronavirüsAnnelik-Babalık SEMİNERLERİMİZ KURUMSAL HİZMETLERİMİZ GİRİŞ YAP ÜYE OL GİRİŞ YAP 8 Yaş Erkek Çocuğu Fiziksel Gelişimi - Arama Sonuçları 8 Yaş Erkek Çocuğu Fiziksel Gelişimi - Arama Sonuçları Düzenlendi Başarılı bir şekilde güncellendi Çocuğunuzun gelişim seviyesini görmek ve beyin gelişimini desteklemek için Tüm Türkiye'deki mekanları sizler için toparladık. Çocuğunuzun gelişim seviyesini görmek ve beyin gelişimini desteklemek için Premium üye olmadığınız için size tüm soruları gösteremedik. Çocuğunuzun gelişim grafiği eksik kaldı. Premium üye olun, tüm soruları görüp, çocuğunuzu eksiksiz değerlendirin. 0-6 yaş arasında çocuğunuzun gelişimi çok hızlıdır. Her yeni gelişim döneminde size çocuğunuz için yeni sorular ve aktiviteler sunacağız. Silindi Başarılı bir şekilde silindi Hata İşleminiz gerçekleştirilirken hata oluştu. ÇocukluDünyaPremium Paket Avantajları Henüz Premium Pakete Geçmek İstemiyor musunuz? Üzülmeyin, ÇocukluDünya'nın ücretsiz Temel Paketi ile de çocuğunuzun gelişimine destek olabilirsiniz. Temel Paket Eğitici oyunlar ve aktiviteler SINIRLI Haftalık gelişim e-bültenleri Çocuğumun gelişimi önemli! Premium Paket istiyorum. Çocuğumun gelişimi önemli! Premium Paket istiyorum. Peki, Anladım Peki, Anladım Premium Paket Yenileme İptali Devam ederseniz Premium paketinizin yenilemesi iptal edilecektir. Yenileme tarihine kadar Premium paketinizi kullanabilirsiniz, sonrasında paketiniz Temel pakete değiştirilecektir. Çocuğumun gelişimi önemli! Vazgeç Çocuğumun gelişimi önemli! Vazgeç Üyelik İptali
8-9 yaş, küçük çocuk tanımından çıkmakta olan ama çocuğu, genç olarak da göremeyeceğimiz bir dönemdir. Belki de “çocuk” tanımının gerçek anlamda vücut bulduğu esas yaşları kapsar. Bireyselleşme, sorumluluk alma, benmerkezcilik, kendini tanıma, sorunlara çözüm üretme… Birçok yaşamsal beceri ve özellik bu yaşlarda gelişmeye başlar ya da devam eder. Çocuk / Aile, İlişki ve Evlilik Danışmanı Ayşen Tanrıkulu Baştürk, çocuklarını tanımanın aileler için iletişim kurmada en temel noktalardan biri olduğunu söylüyor. 8-9 yaş, erken çocukluk döneminden çıkıp, çocukların artık kendilerini tanımaya, bilişsel becerilere sahip olmaya başladıkları, okul çağına girdikleri ilk yılları kapsar. Çocuk artık kendine yetebilmeye başlar ve günlük becerilerini karşılayabilir. Bu yaş grubu çocuklar, çok gelişmiş bir hayal gücüne sahiptirler. Daha küçük yaş grubunda oluşturdukları hayali arkadaşlıkların yerini doldurmaya başlarlar. Pratik çözümler geliştirir Bununla birlikte merak duygusu da gelişir. Öğrenmenin en hızlı olduğu dönemdir. Pratik çözümler gerektiren durumlarda ya da problemlerde hiç beklenmedik bir şekilde mantıklı düşünceler veya çözümler ileri sürebilir. Güvene dayanan açık, dürüst, sıcak ve sevgi dolu bir ilişki isterler. Büyüdüklerinde bu davranışları bulamazlarsa davranış bozuklukları oluşabilir. Çocuk bu dönemde bağımsız hale gelmek isteyebilir. Bağımsız olma ihtiyacı esnek düşünme yeteneğini tam kazanamadığından dolayı, zaman zaman inatçı tavırlar sergilemesine neden olabilir. Oldukça enerjik yapıya sahiptirler ve bu dönemde el-göz koordinasyonu tam olarak gelişemediğinden dolayı el işi etkinliğinde zorlanabilir, fiziksel aktiviteler daha önemli olmaya başlar. Net cevaplar ister Bu yaş grubu çocukların ihtiyaçlarına saygı duyarak, sevecen yaklaşmalı, insancıl yaklaşım ile iletişim kurulmalıdır. Dinleyerek öğrenmek isterler. Sorduğu soru karşısında, karşısındaki kişinin ebeveynleri, öğretmeni gibi cevabını net bir şekilde izah eden birisinin olmasını isterler. Çünkü çok güvenirler ve hata yapmayacaklarına inanırlar. Takibe alırlar, onlar için rol modeldirler. En önemli duygusal ihtiyaçları; sevilme, beğenilme ve başarılı olma duygusudur. Beğenilirlerse ya da yaptıkları bir iş sonucunda takdir edilirlerse, yaptıkları işlerden zevk almaya başlarlar. Kendilerini beğenirler. Başarısız oldukları bir iş de ise hayal kırıklığına uğrayabilir ve bir daha yapmak istemeyebilirler. Olduğu gibi kabul edilmek ister Bu yaştaki çocukların benlik duygusu oluşmaya başladığı için, çevresindeki kişilerin tutumları oldukça önemlidir. Uyum sağlama sürecinde sadece hemcinsi çocuklarla oynamasının yanı sıra karşı cinsle de oynamak ister, oynadığı oyunları merak edebilir. Bu çok normal bir süreçtir. Her iki cins üzerindeki iletişim kurma yeteneğini keşfetmeye çalışır. Olduğu gibi kabul edilmek isterler. Davranış bozukluklarının uyarılmasını pek istemezler. Duyguları değişiklik gösterebilir. Sorumluluk sahibi olmaya başlarlar. Bununla birlikte kendi kurallarını da koymaya başlarlar. Kendine ait eşyaları daha çok sahiplenir, zarar gelsin istemez. Kazanma hırsları artar, yenilgiyi kabul etmeyebilirler. 8 yaşındaki bir çocuk 9 yaşındaki çocuğa göre hareketlidir, dikkatsizdir. Kendince güçlüdür. Gücünün üstünde işlere kalkışır, güç gösterisi yapmak ister. Verilen bir iş ya da sorumluluk için olağanüstü gayret gösterir. 9 yaşındaki çocuğa baktığımızda, biraz daha somut bir şekilde ilerler. Yaşadığı gerilimi bedensel hareketlerle gösterebilirler. Oldukça bağımsız hareket etmek isterler. Kendine güvenir ve başkasının eleştiri yapmasına tepki verebilir. Bir iş sonucunda ödül almak varsa eğer, var gücüyle çalışır. 8-9 yaş döneminde anne baba tutumları Çocuğunuzun tercih yapması gerektiği bir durumda ebeveyn olarak sunduklarınız arasından tercih hakkı tanıyın. Sorduğu sorulara bıkmadan, usanmadan, oflamadan “Sen daha küçüksün, anlamazsın!” demeden yaşına uygun bir dille yanıt verin. Başarısını değil, çabasını takdir edin. Her uğraş başarı ile sonuçlanmayabilir. Merakını sınırlandırmayın. Ceza ve ödülden kaçının! Hele ki “Şunu yaparsan bunu alacağım ya da bunu yapmadığın için bu cezayı hak ettin” gibi eylemlerden ve söylemlerden oldukça uzak durun. Akranları ile kıyaslamayın. Her çocuğun algısı, gelişimi farklıdır. Her çocuk özeldir, biriciktir. Koşulsuz sevin. Yön gösterin. Sizin isteklerinizi yapması için zorlamayın. O yaşta bile olsa kendi istekleri olacaktır. Yapmasına izin verin ve arkalarında olduğunuzu hissettirin. Bununla birlikte özgüvenini desteklemiş oluruz ve kendini tanımasına da fırsat sağlamış oluruz. Onun ayrı bir birey olduğu bilinci ile yaklaşarak, kendi ilgi alanlarına saygı duyun. Hangi alanla ilgilenmek istiyorsa destek verin, teşvik edin. Ev içerisinde belli başlı sorumlulukları alması için destek sağlayın ki, birey olma bilincinin farkına varsın, aidiyet duygusunu tatsın. Çocuklar büyükleri örnek alırlar, ilk etapta anne ve babasını. Küçük çocuk nasıl olsa anlamaz deyip yalana başvurmayın. Çocuk yalan söylendiğini fark ettiğinde bunu size karşı kullanabilir. Zor durumda kaldığında bu durumdan kurtulmak için, bazen de övülmek için yalana başvurmayı alışkanlık haline getirebilirler. Ebeveyn ile çocuk arasında ki bağın kuvvetlendirilmesi için, çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade etmesine izin verin. Birlikte paylaşımlar yapın. Örneğin; Ailecek oynanacak kutu oyunları olabilir, bağ bahçe de planlanan bir aktivite olabilir. Önemli olan çocuğun fikirlerinin de yer aldığı bir plan olmasıdır. Çocuğun kabul göreceği cümleler ise belli bir tutumla ifade edilmelidir. Çocuğunuzu tanıyın Çocuk iyi ve kötü kavramını ilk defa aile fertlerinde görür. Aile hayatının temeli; sevgiye, güvene, aile içerindeki iletişime, bağlılığa ve karşılıklı anlayışa dayanır. Biz ebeveynler olarak; çocuğumuz hakkında ne kadar bilgi sahibi olursak, kişilik gelişimi için aramızdaki bağ için, çevresi ile kuracağı ilişki için, alacağı eğitim için o kadar iyi ve doğru kararlar verebiliriz. Bu çocuk üzerinde de etkili olur. O da kendi kendine karar vermesi gerektiği zamanlarda, isabetli ve gönlü rahat bir şekilde karar verebilme şansına sahip olur. Aile ile çocuk arasında sevgi üzerine ne kadar dengeli bir bağ kurulursa, ileride ki nesillerin de, temelini o kadar sağlam atmış oluruz. ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?
Uzmanlar tarafından kız çocuklarında 8 yaşından önce, erkek çocuklarında ise 9 yaşından önce yaşanan ergenlik “erken ergenlik” olarak değerlendiriliyor. Aileleri ve çocukları bu süreçte neler beklediği konusunda bilgilendirme yapan Elab Laboratuvarları Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Aytaç Keskineğe;“ Özellikle annelerin erken ergenlik belirtilerinin farkında olarak, çocuklarının gelişimini bilinçli olarak izlemeleri ve şüphelendikleri durumlarda uzman doktorlara danışarak gerekli önlemleri almaları gerekir” diyor. Ergenlik; seksüel gelişimin ve üreme fonksiyonlarının kazanıldığı dönem olarak kemik ve kasların hızlı gelişimini, vücut şeklinin değişimini ve vücudun üreme yeteneğinin kazanımını kapsıyor. Erken ergenlikte ise kız çocuklarının 8 yaşından önce, erkek çocuklarının ise 9 yaşından önce ergenliğe girmesinin nedeni sıklıkla tespit edilemiyor. Değişen beslenme alışkanlıklarına, hormonlu gıdalara ve artan obesiteye de bağlı olarak arttığı düşünülmekle beraber; nadiren enfeksiyonlar, hormonal hastalıklar, tümörler, beyin anomalileri ve hasarı erken ergenliğe neden olabiliyor. Ergenlik döneminde boy uzamasında hızlanma oluyor, hatta bu dönemde yaşıtlarından daha uzun boylu olabiliyorlar. Bu hızlı uzama döneminin sonunda ise epifizler kapanarak büyüme duruyor. Erken ergenlik teşhisi konulan çocuklar uzmanlar tarafından tedavi uygulanabilirliği ve oluşma nedenleri açısından değerlendirilmesi gerekiyor. Erken teşhis edilen durumlarda, ergenlik durdurma tedavisi ile hem erken ergenliğe girilmesi hem de boy kısalığı önlenebiliyor. Erken Ergenlik Semptomları Nelerdir? Normalde ergenliğin kızlardaki ilk belirtisinin meme dokusundaki büyüme olarak kendisini gösterdiğini açıklayan Elab Laboratuvarları Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Aytaç Keskineğe; “Bunu takiben genital bölge ve koltuk altı tüylenmesi görülüyor. Nihayetinde ilk adet kanamasının başlamasıyla da tamamlanmaya doğru gidiyor. Erkeklerde ise ilk belirti testislerin büyümesini takiben daha sonra bunu penis büyümesi, genital bölge ve koltuk altı tüylenmesi, seste kalınlaşma, vücut kas kitlesinin artışı ve erişkin görünüme ulaşılması izliyor” dedi. Erken Ergenlik Neden Oluşur? Erken ergenliğin başlaması ya merkezi ya da periferal nedenler olarak ikiye ayrılıyor. Seyrek olmakla birlikte merkezi erken ergenlik nedenleri; beyinde veya merkezi sinir sisteminde tümör, doğum esnasında oluşan hidrosefali ve menenjit veya ansefalit olarak sıralanıyor. Hem kız hem erkek çocuklarında periferal erken ergenliğin nedenleri ise; adrenal veya hipofiz bezlerindeki tümör nedeniyle aşırı östrojen ve testosteron üretimi, östrojen ve testosteronun krem veya merhem şeklinde dışarıdan fazla miktarda alınması ile kendini gösteriyor. Kızlarda periferal erken ergenlik ayrıca; yumurtalık kisti ve yumartalık kanseri ile de birliktelik gösteriyor. Erkek çocuklarda, periferal erken ergenlik ise; Germ hücre tümörü, Leyding hücre tümörü ya da gen mutasyonu ile genellikle 1-4 yaş arasında testosteron üretimine neden oluyor. Erken ergenliğin nedenini anlamak için, ergenliği neyin başlattığını bilmenin önemli olduğundan bahseden Dr. Keskineğe; ”Çocuğunuzun son zamanlarda yaşadığı stres veya değişimleri takip ederek, çocuğunuzun kullandığı veya eve alınan vitamin veya hormon ilaçlarının farkında olun. Çocuğunuzun boy gelişimini de doktor kontrolünde takip edin” diyerek uyarılarda bulundu. Kız çocuklarında erken ergenliğe daha sık rastlanmaktadır. Eğer kız çocuğu obez ise riski daha da artmaktadır. Çocuklarda Erken Ergenlik Komplikasyonları Nelerdir? Erken ergenliğe giren çocuk başlangıçta hızla uzuyor ve akranlarına göre daha uzun oluyor. Ancak normale göre kemik gelişimi hızlı başlayıp sonradan erken duruyor. Bu durum yetişkinlere göre daha kısa olmalarına neden oluyor. Erken tedavi, özellikle çok küçük çocuklarda boyun daha uzun olabilmesini sağlıyor. Hangi Testler Erken Ergenliği Belirler? Erken ergenliğin gonadotropin bağımlı merkezi erken ergenlik ve gonadotropin bağımlı olmayan periferal erken ergenlik olarak iki ana gruba ayrıldığını belirten Dr. Keskineğe; “Erken ergenlikteki çocuğun hangi tipte ergenliğe girmiş olduğunu belirlemek önemlidir. Gn-RH uyarı testinin yapılması ve kan hormon değerlerine bakılması bu aşamada önemlidir. Gn-RH uyarı testi, Gn-RH’ın hipofizdeki etkisine bağlı olarak FSH ve LH artışı ve buna bağlı olarak serum östrojen düzeyindeki artışa bakılır. Gn-RH uyarı testi için birkaç farklı metod vardır. Laboratuarımızda; mikrogram/kg Gn-RH sabah saat 0800’de bir gecelik açlık sonrasında olarak uygulanır. Serum LH ve FSH değerlerine 0. Dk, 30. Dk, 60. Dk, 90. Dk, 120. Dk. da bakılır.” dedi. Tedavisi Nedir? Erken ergenlik tedavisi iki amaçtan oluşuyor. Hormonların etkisi ile epifizlerin erken kapanarak yetişkin boyun kısa kalmasını engellemek ve yaşından ve akranlarından farklı olarak ergenliğin gelişmesi ile oluşabilecek sosyal ve duygusal problemlerden korumak olarak tanımlanıyor. Tedaviye kız ve erkek çocukların ergenliğe normal girme zamanlarına kadar devam ediliyor. Ayrıca ergenliğin başlama yaşı ile tedaviye başlama zamanı arasında ne kadar kısa süre geçmişse normal erişkin boya ulaşma şansı da o kadar fazla oluyor. İlaç tedavisi sonlandırıldıktan ortalama 16 ay sonra ergenliğin normal işleyişi yeniden başlıyor.
Gelişimsel Seyir Çocukların yaşayacakları gelişim özellikleri ve değişimler, kişisel farklılıklar gösterse de genel olarak öngörebileceğimiz bir seyir izler. Yetişkinler olarak bu değişimleri bilmek ve farkında olmak, hem kaygılarımızı gidermek hem de onlara destek olmak için önemlidir. Bilişsel GelişimBiliş, ileri zihinsel süreçleri içerir. Zihinsel süreçler dikkat, algı, bellek, dil gelişimi, okuma ve yazma, problem çözme, anımsama, düşünme, akıl, yaratıcılık vb. özellikleri içermektedir. Bilişsel gelişim, doğumdan başlayarak çevre ile etkileşim ve çevrenin anlaşılmasını sağlayan bilginin edinilmesi, kullanılması, saklanması, yorumlanarak yeniden düzenlenmesi ve değerlendirilmesindeki zihinsel süreçleri içine alan gelişim alanıdır. Bilişsel gelişimin desteklenmesinde yetişkinlerin rolü çok önemlidir. Anne babaların zengin uyarıcı çevre sunmaları Doğa gezileri, kültürel geziler ve oyunlar… çocukların gelişimlerini YAŞ ARALIĞINDA SİZİ NELER BEKLİYOR?Kısa bir süre gösterilen bir resimdeki ayrıntıları hatırlar. Eksik olarak çizilmiş insan resmindeki kol ve bacakları çizerek tamamlar. Üç nesneden oluşan örüntüler oluşturabilir. 10-25 parçalı yapbozu tamamlar. Nesne grafiğini okuyabilir. Geometrik şekilleri birleştirerek yeni şekiller oluşturabilir. Somut nesneleri kullanarak grafik oluşturabilir. 6-10 adet nesneyi herhangi bir özelliğine göre gruplandırır. Problem durumlarında çözüme yönelik akıl yürütebilir. 1’den 10’a kadar olan nesne grupları ile rakamlar arasında ilişki kurabilir. Yaptığı işe dikkatini verebilir. 1’den 10’a kadar olan nesneleri kullanarak toplama yapabilir. 1’den 10’a kadar olan nesneleri kullanarak çıkartma yapabilir. Günün farklı zaman dilimlerinin isimlerini söyleyebilir. Yarım ve bütün olan nesneleri gösterebilir. 20’ye kadar ritmik sayabilir. 1’den 20’ye kadar olan rakamları sıralayabilir. Haftanın günlerini sırasıyla söyleyebilir. Eşleştirme, gruplandırma, sıralama ve ilişki kurma işlemlerini nasıl yaptığını açıklayabilir. Miktar bildiren kıyaslama ifadelerini kullanabilir. Neden sonuç ilişkisini kurar. Bir dizi içerisindeki nesnelerin birbirlerine göre konumlarını söyleyebilir. Bir olaydan sonra ne olabileceğini tahmin edebilir. Nesneler arasındaki benzerlik ve farklılıkları Gelişim Psikomotor'Motor’ kelimesi anlam olarak, hareketi ifade eder. Anne karnında iken her birey fiziksel olarak gelişmeye başlar. Dünyaya geldiğinde de bu gelişim hızlanarak devam eder. Önceleri refleks olan hareketlerin bazıları, refleks olarak ömür boyu devam ederken, bazıları da zamanla organların bilinçli olarak kullanılması ile motor becerilere dönüşür. Nefes alıp vermek ya da göz kırpmak, ömür boyu bireyin istemi dışında da olsa devam eden refleksif hareketlerdir. Oysa tek ayak üzerinde sekmek ya da kağıt kesmek, organların kullanımının bilinçli olması ile yapılan eylemlerdir ve psikomotor gelişim içinde değerlendirilir. Psikomotor gelişim, yaşam boyu devam eden motor becerilerde ortaya çıkan davranışların kontrol altına alınması sürecidir. Söz konusu olan davranışlar; duyu organları, zihin ve kasların birlikte çalışması ile ortaya çıkar. Aşağıda belirtilen davranışların, bir yıl içerisinde sırası ile gerçekleşmesi dönemde büyüme yavaşlamıştır. Dengeleri yerindedir. El kol becerileri daha da artmıştır. Bu dönemde ev dışı oyunlarının büyük bir önemi vardır. Koşmak, zıplamak gibi etkinlikleri, masa başında yapacakları yazma, kesme gibi etkinliklere tercih ederler. Bu yaş çocuklarının büyük kas gelişimi, küçük kas gelişimine oranla daha iyidir. Sosyal-Duygusal GelişimSosyal-duygusal gelişim, çocuğun duygularının farkında olması, kendini tanıması, yeterliliklerini ve sınırlarını bilmesi, hangi durumda nasıl davranacağını bilerek duygu kontrolünün olması, böylelikle iç dünyasında yaşadıkları ile çevrenin beklentileri arasında denge kurabilmesi, yaşadığı topluma uyum sağlaması olarak ifade edilir. Çocuk, duygusal gelişim sürecinde olumlu ve olumsuz duyguları doğal bir şekilde yaşar. Olumlu duygulara uygun tepkiler vermek önemliyken, çocuğun olumsuz duygular yaşama sıklığı ve yoğunluğu da oldukça önemlidir. Sosyal-duygusal gelişimin niteliği anne-baba ve çocuk etkileşimi ile yakından ilişkilidir. Aşağıda belirtilen davranışların, bir yıl içerisinde sırası ile gerçekleşmesi bir şey denemek, yeni beceriler kazanmak ve bunları topluluk önünde sergilemek isterler. Kendileri ile övünürler. Yaşıtlarıyla hem arkadaşlık kurma isteği vardır, hem de onların arasında bir beceri ve yetenek üstünlüğü ile sivrilmek çabasındadırlar. Kız ve erkek çocuklar birbiriyle oynamaya devam etseler de genel olarak en yakın arkadaşlarını kendi cinslerinden seçerler. Okulda arkadaş ilişkileri iyi gidiyorsa, okulu oldukça severler; ama ilişkilerinde ters giden bir şeyler varsa okula gitmek istemeyebilirler ya da gönülsüz giderler. Küçük grup oyunlarını severler; ancak bu devrede ahlaki gelişim yönünden kuralları kesin ve değişmez olarak algıladıkları için grup oyunlarında kuralların değiştirilmesine tepki verirler. Üç ya da daha fazla kişinin olduğu oyun gruplarında, lider olan kişiyi çekememe, onun koyduğu kurallara isyan etme ama bunun yanında onunla arkadaş olmaktan vazgeçememe gibi çelişkili tepki ve duygular yaşayabilirler. Kavgaları ve sürtüşmeleri sık sık olur. Bu yaşlarda erkek çocukların fiziksel saldırganlığı, kız çocukların ise sözel saldırganlığı daha çok tercih ettiği gözlenir. Birbirlerine karşı oldukça acımasız eleştiri ve davranışları olabilir. Yeni korkular oluşmaya başlar ve genellikle düzenli olan uyku saatleri ve yalnız uyuma davranışları bu dönemde yaşanan korkular sebebi ile bozulur. Korkular hayalet, cadı, yaratık ve bunun gibi karakterlerdir. Bu karakterlerin karanlıkta ve yalnız olduklarında ortaya çıkacaklarından korkarlar. Bu sebeple de anne/babalarına Konuşma GelişimiDil gelişimi seslerin, kelimelerin, sayıların, sembollerin kazanılması, saklanması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılmasını içeren bir süreçtir. Dil gelişimi, doğumdan itibaren başlar ve yaşam boyu devam eder. Dil ve öğrenme arasında önemli bir ilişki vardır. Çocuğun dil gelişiminde iletişim kurma, diğerlerinin dikkatini çekme, isteklerini duygu ve düşüncelerini iletme ihtiyacı vardır. Aşağıda belirtilen davranışların, bir yıl içerisinde sırası ile gerçekleşmesi beklenmektedir. Çocuklar 6-7 yaşlarında birlikte yaşadıkları yetişkin gibi konuşurlar. Sözcük sayısı ortalama 2000 kadardır. Bu yaştan sonra dinleme süresi artar. Yaşadıkları olayları mantıklı bir şekilde anlatırlar. Telaffuzları düzgün, kelimeleri çeşitlidir. Öğrenme YaklaşımlarıAşağıda bireylerin yatkınlıklarının olduğu zeka türleri ve içeriklerine yer verilmiştir. Araştırmalar her bir çocuğun kendine özel bir öğrenme yöntemi ve kapasitesi olduğunu göstermektedir. Siz de çocuğunuzun aşağıdaki zeka türlerinden hangisine yatkın olduğunu keşfetmeye aldıkça, sizin de desteğiniz ile çocuklar yeni bilgileri hız ve kolaylıkla edinebilmektedir, ancak asıl önemli olan çocuklara öğrenme hevesi ve merakı aşılamak değil mi? Peki bunu sağlamak erken yaşlarda mümkün mü? Anne baba olarak neler yapabilirsiniz bir bakalım. Sizin sunduklarınız arasından tercih hakkı tanıyın. Başarılarını değil, çabasını takdir edin. Sorduğu sorulara bıkmadan, usanmadan, "Daha küçüksün." demeden yanıt verin. Kitap okumayı önce siz sevin, ancak böylelikle yeni bilgiler edinme merakı olan bireyler yetiştirebilirsiniz. Akranları ile pislenmesine ve oyuncaklarını söküp, yeniden birleştirmeye çalışmasına izin verin. Doğada zaman geçirmesini sağlayın. Başlanılan işin bitirilmesi ile ilgili kararlı olun. Ceza ve ödülden kaçının. İyi ve kötü davranışları ile ilgili, her iki tarafta soğukkanlı olduğu bir zamanda durum ile ilgili sohbet edin. Koşulsuz sevin ve sizin istediklerinizi yapması için zorlamayın. Kendi istediklerinin arkasından gitmesi için yüreklendirin. Eğitime yeni bir yaklaşım getiren 'Çoklu Zekâ Kuramı' Harward Üniversitesi öğretim üyelerinden Howard Gardner tarafından geliştirilmiştir. Çoklu zeka kuramında, bireydeki tek zeka, “IQ” durumuna karşılık birçok zeka alanları ve yetiler bileşiminin var olduğunu, bunlarında geleneksel kalıplaşmış sınavlar ile ölçülemeyeceğini bireylerin sadece yetenekli oldukları bir alanda uzmanlaşmaları yerine, sahip oldukları çoklu zekâ Dilsel, mantıksal, uzamsal, müzikal, bedensel, sosyal, öze dönük, doğa ve moral zekâ... alanlarında bireylerin uygun ve kapsamlı eğitimlerle geliştirilmelerini, teşvik edilmelerini sağlaması gerektiği savunulmaktadır. ÇOKLU ZEKA ALANLARIMatematiksel-mantıksal kapasite Sayıları etkili bir şekilde kullanabilme, neden-sonuç ilişkisinden varsayımlar oluşturma, sorgulama ve soyut işlemler yapabilme yeteneğidir. Görsel-mekansal kapasite Görsel araştırma, fark etme, zihinsel benzeştirme, uzamsal akıl yürütme, hayalleri gerçekleştirme, içsel ve dışsal benzetmeleri birleştirme yetenekleridir. Müziksel-ritmik İşitsel kapasite Müzik formlarını algılama, ayırt etme ve müzikle ifade etme yetenekleridir. Bedensel-kinestetik kapasite Bireyin düşünce ve duygularını anlatmak için vücudunu kullanması, ellerini kullanarak yeni şeyler üretmesi yeteneğidir. Bir problemi çözmek, bir model inşa etmek veya bir ürün meydana getirmek için vücudunun belli organlarını kullanabilme kapasite Çevresindeki insanların duygularını, isteklerini ve ihtiyaçlarını anlama, ayırt etme, onlarla etkili iletişim kurabilme İçsel kapasite Kendini tanıma ve kendisi hakkında sahip olduğu bu bilgi ve anlayış ile uyumlu davranışlar sergileme yeteneğidir. Doğaya ilişkin kapasite Yaşayan canlıları tanıma, onları belli karakteristik özelliklerine bağlı olarak sınıflandırma ve diğerlerinden ayırt etme yeteneğidir. Sözel-dilsel zeka Bireyin dile ait kavramları sözlü ya da yazılı olarak etkili bir biçimde kullanabilme alanlarına dair oyunun katkısı sayesinde çocuklar hem yaşa bağlı gerekli yeterlilikleri kazanabilmekte hem de uzun yıllar sürecek olan okul yılları için de öğrenmeyi sevme ve okul gereklilikleri kapsamında yer alan; kalem kullanımı, gerek görülen süre boyunca bir etkinliğe odaklanma ve benzeri becerileri edinebilmektedirler. Yine oyun sayesinde çocuklar, akranları ve çevrelerindeki diğer kişiler ile sağlıklı ilişkiler kurmayı ve ilişkilerini yönetebilmeyi de deneyimlemiş olmaktalar. Zeka Alanlarını Geliştirmeye Yönelik Oyun ve Oyuncak ÖnerileriHafıza, dikkat, kutu veya kağıt oyunları, bilmeceler sormanız ve fıkralar anlatmanız ve onun dile getirdiklerini keyifle dinlemeniz ona destek olacaktır. Spor aktivitelerine katılması, ilgi ve yeteneği olan bir dal bulmasına yardımcı olacaktır. Ev içi sorumluluklar almasına izin vermek, bu yaş grubu çocukların hem sizlerle yaparken keyif alacağı hem de gelişim alanlarına destek olacak Hatırlatma Bu içerik ilgili uzman danışman tarafından izleyicilerimizi bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Kendinizin veya çocuğunuzun sağlığı ile ilgili her konuda, bir tıp doktoruna veya çocuk eğitimi ve psikolojisi alanında çalışan uzmanlara danışmanızı tavsiye ederiz.
8 yaş erkek çocuğu fiziksel gelişimi